“KUŞATMA”YI OKURKEN

Ölü Ordunun Generali, Canavar, Kosova’ya Üç Ağıt. Bunlar, Arnavut yazar İsmail Kadare’den daha önce okuduğum romanlar. Kadare’den yeni bir roman okudum: Kuşatma (Profil Yayıncılık, İstanbul, Haziran 2011.) Tek kelimeyle “müthiş” bir roman Kuşatma. Okurken kalp atışlarım hiç yavaşlamadı.

İsmail Kadare, Arnavutların millî yazarı olma unvanını hak etmiş bir yazar bana kalırsa. (Arnavutların da böyle düşündüğünü, Kadare’yi ve onun romanlarını çok sevdiğini biliyorum.) Çünkü tarihle bugünü, geçmişle şimdiyi, hayatla ölümü hem kurgu hem gerçek bağlamında harmanlayarak anlatabilen bir yazar İsmail Kadare. Onun bu özelliğini, Kuşatma’yı okurken de yaşadım, gördüm, hissettim.

Ölü Ordunun Generali’nde, savaş ve insan kavramlarına İkinci Dünya Savaşı penceresinden bakan İsmail Kadare, Kuşatma’da savaş, insan, yaşam, ölüm ve din kavramlarına Arnavut-Osmanlı savaşı penceresinden bakıyor.

Roman, Osmanlı’nın bir Arnavut kalesini kuşatmasıyla başlıyor ve kuşatmanın bitmesiyle sona eriyor. Ancak romanın kurgusu, yukarıdaki cümle kadar basit değil. Romanını bölümler halinde kurgulayan Kadare, bu kurguda merkeze Osmanlı ve Arnavut in...

denizli 24 haber köşe yazarları fahrettin koyuncu denizli haber