Haberler Mail veya WhatsApp olarak gelsin!
Evlilik vaadiyle erkekleri dolandırmışlar! Eş zamanlı baskın
Evlilik vaadiyle erkekleri dol...
17:57Merkezefendi’de ‘engelli İstihdamı Çalıştayı’ Düzenlendi
Merkezefendi’de ‘engelli İstih...
16:25Denizli'de kamyon, hafif ticari araca çarptı; 1 ölü, 2 yaral...
Denizli'de kamyon, hafif ticar...
16:17Denizli'de öğrencilerin diktiği fidanları çaldılar
Denizli'de öğrencilerin diktiğ...
Gazeteci İskender Doğan Türk Aile Yapısı Çöktüğü ile ilgili açıklamalarda bulundu.
denizli24haber
EDİTÖR
Giriş: 24.02.2025 - 12:15
Güncelleme: 24.02.2025 - 12:15
Aile içi şiddet ve ailenin korunması hususunda çıkarılan 6284 sayılı kanun tam bir felaket.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da söyledi: "Boşanmalarda rekor sayılara ulaşıldı. Türk aile sistemimizi sıkıntılı yıllar bekliyor. Toplumun temeli ailedir. Aile düzenimiz yok oluyor."
Ben, ailelerin boşanmasını tasvip etmiyorum. Herkes mutlu ve huzurlu yaşamalıdır. Ancak günümüzde insanlar, ekonomik şartlardan dolayı boşanma olaylarında rekor seviyelere ulaştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaptığı açıklamada "Boşanmalarda rekor sayılara ulaşıldı. Bu durum geleceğimiz için çok büyük bir tehdittir. Ailelerin korunması ve boşanmaların önüne geçilmesi gerekir." dedi.
Bu tespit çok doğru. Şu anda herkes ne diyor? "Kadın ve erkek eşittir, eşit haklara sahiptir."
Ben bu görüşün günlük yaşamda tam anlamıyla karşılık bulmadığını düşünüyor ve görüyorum. Evlenen çiftlerde kadının her dediği doğru kabul ediliyor. Kadın, "Eşim beni dövdü." dediğinde, adli tabipten veya hastanelerden rapor alınmasına gerek kalmadan erkek cezalandırılıyor, en az 6 ay evden uzaklaştırılıyor. Eğer kadın, "Eşim beni azarladı." derse, erkek yine yandı! 6 ay daha uzaklaştırma...
İşin özü: Kadının dediklerinin doğru ya da yanlış olduğu sorgulanmadan anında erkeğe ceza veriliyor. Uzaklaştırma kararı çıkarılıyor. Yazık değil mi?
Elbette bu şartlarda erkekler nikâh kıyar mı? Bence kıymaz. Kıyanlar da büyük zorluklar yaşıyor.
Bir boşanma davasının 10 yıl gibi uzun bir sürede sonuçlanması mümkün. Bu süreçte erkek nasıl dayanacak? Hangi insanın psikolojisi bunu kaldırabilir?
Ayrıca erkek, dişinden tırnağından artırarak, banka kredisiyle ev veya arsa alıyor. Ancak boşanma sürecinde bunlardan pay alması imkânsız hale geliyor. Kadın, istediği zaman Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunabiliyor ve erkek, mal varlığı üzerinde hak iddia etmekten vazgeçmeye mecbur bırakılıyor. Yeter ki "Şu kadından kurtulayım." diyerek malından feragat eden erkekler var.
Bu tabloyu yaşayan erkekler çok iyi biliyor ve görüyor. 6284 sayılı yasayı pek çok kadın silah gibi kullanıyor. Erkeklerin 6 ay evden uzaklaştırma cezası alması kabul edilebilir bir durum değil. Diyelim ki erkek bir kere uzaklaştırma aldı. Bitimine iki-üç gün kala kadın bir kez daha uzaklaştırma kararı aldırırsa ne olacak?
Bu erkek, bu evi ve kadını benimseyebilir mi? Bu kadınla aynı evi paylaşabilir mi? Bence hayır. Evlilik düzeni kökünden biter.
Bir düşünün, erkek yıllarca yaşadığı evine yaklaşamıyor.
Şimdi soruyorum: Kış aylarındayız. Evinden uzaklaştırılan bir erkek nerede kalacak? Ne yiyecek? Ne içecek? Hangi giysilerle altı aylık zaman dilimini karşılayacak?
İşin bir diğer yönü de bu yasayı pek çok kadının kötü niyetle kullanması. Yazık değil mi?
Benim tanıdığım bir dostum var. Tam 12 yıldır süren bir mal paylaşımı davası var. Dava hâlâ devam ediyor. Bu nasıl bir adalet? Bu mallar bu süre zarfında çürür. Bu kadar mal hangi ortamda korunabilir?
Bu sıkıntıların sayısını artırmak mümkün.
Açılan ceza davalarında kadın hep haklı görülüyor. Yargılamalarda genellikle erkek ceza alıyor. Bu büyük bir sorun değil mi?
Davayı gören hâkimler risk almak istemiyor. "Ya kadın öldürülürse?" mantığıyla hareket ediyorlar. Bu yüzden kadın, yargı süreçlerinde sürekli haklı çıkıyor.
Hiç söylemediğiniz cümleler, hiç yapmadığınız eylemler yüzünden nasıl zarar gördüğünüzü bir düşünün. Eğer bir de paragöz bir avukat çıkarsa karşınıza, yandınız. Her gün dilekçe vererek sizi zor durumda bırakabilir.
İşte bunun adı zulümdür! Erkekler bu zulmü hak etmiyor.
Denizli Aile Şiddet Merkezi'nde çalışan görevlilerle yaptığım bir sohbette aynen şunu söylediler:
"Böyle yasa mı olur? Erkekler 6284 sayılı yasadan dolayı perişan. Bu yasayı çıkaranların bu yasayı yeniden düzenlemesini istiyoruz."
Bu sözleri sizlerin takdirine sunuyorum.
Hükümeti ve Meclis'te grubu bulunan partileri, 6284 sayılı yasayı değiştirmeye ve günümüz şartlarına uyarlamaya davet ediyorum.
Bu yasa şu hâliyle bir zulüm gibi. Aileleri korumaktan çok, ayrılığı tetikliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da yaptığı konuşmalarında durumun Türk aile yapısını çökerttiğini açıklaması benim haklılığımı ortaya çıkarıyor.
Bu konuda yetkililer bir kamuoyu araştırması yapsın. Mevcut yasanın yürürlükte olmasıyla erkekler neden evlensin? Evlenip de başına bela mı alsın?
6284 sayılı yasa düzeltilmezse ilerleyen yıllarda ülkemizi ve aile düzenimizi çok büyük sıkıntılar bekliyor.
Türk aile yapısı çöküyor...
Delilsiz, tanıksız, kanıtsız kararlar; sırf kadını koruma amacıyla verilmemeli.
Bu yasa en kısa zamanda günümüz şartlarına uygun şekilde, tüm insanları ayırmadan, kadın-erkek farkı gözetmeden yeniden düzenlenmelidir.
Kadın ve erkek gerçekten eşit hale getirilmelidir.
Saygılarımla.
BİR CEVAP YAZ
E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir