Eşinden habersiz ev satan adama kötü haber

Tarih: 15 Eylül, 2023, Cuma 12:06

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, erkeğin kendi adına kayıtlı taşınmazı eşinin görüşünü almadan satmasını boşanma sebebi sayarak bu durumu 'güven sarsıcı' bir olay olarak nitelendirdi. Yüksek mahkeme, eşin rızası olmadan yapılan ev satışının, mağdur kadına kişilik haklarına saldırı anlamına geldiğine hükmetti ve bu durumda manevi tazminat ödenmesi gerektiğine karar verdi.

A+
A-

Yaklaşık 30 yıllık evli bir çiftin arası, kocanın evini satıp ilk evliliğinden olan oğluna ev almasıyla açıldı. Kadın, bu durumu mahkemeye taşıyarak boşanma davası açtı ve evi terk etti. Mahkeme, davacı kadının boşanma talebini kabul etti.

Ancak, kararın istinafa götürülmesiyle Bölge Adliye Mahkemesi (BAM) 4. Hukuk Dairesi, erkeğin eşinin görüşünü almadan ev satmasının kusur olarak kabul edilmesi gerektiğine hükmetti. Bu durumun kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğunu belirterek, kadının yararına uygun miktarda manevi tazminat hükmedilmesi gerektiğini ifade etti.

Davacı - karşı davalı koca kararı temyiz edince dosya Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'ne ulaştı. Daire, bu durumu kabul ederek, kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve kadının yararına uygun miktarda manevi tazminatın hükmedilmesi gerektiği sonucuna vardı. Bu nedenle, BAM kararını bozdu.

Kararı kadın, istinafa götürünce devreye Bölge Adliye Mahkemesi (BAM) 4. Hukuk Dairesi girdi. BAM kararında; "Erkeğin kendi adına kayıtlı taşınmazı eşinin görüşünü almadan sattığı anlaşıldığından bu vakıanın davacı erkeğe kusur olarak yüklenmesinin gerektiğini, bu durumda boşanmaya sebep olan olaylarda davacı-davalı erkeğin tam kusurlu olduğu belirtilerek gerekçenin düzeltilmesine karar verilmiştir." denildi.

Davacı - karşı davalı koca kararı temyiz edince dava dosyası Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin önüne geldi. Emsal nitelikteki kararda şöyle denildi: "Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yukarıda da belirtildiği üzere; erkeğe ’kendi adına kayıtlı taşınmazı eşinin görüşünü almadan sattığı’ vakıasının kusur olarak yüklenildiği, kadından habersiz yapılan bu eylemin ekonomik anlamda güven sarsıcı davranış niteliğinde olduğu anlaşxılmaktadır. Bu kusurun kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. 4721 sayılı Kanun’un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası şartları kadın yararına oluşmuştur. Hal böyle iken Bölge Adliye Mahkemesince kadının yararına uygun miktarda manevî tazminat hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile manevî tazminatın reddine karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir."