Aldatan Ve Aldatılan Herkes Bu Yazıyı Okumalı!

Merhaba sevgili dostlar.

Bugün ne yazık ki yine hoş olmayan, akıl sağlığı yerinde olanların ''kendince çok özel, haklı ve zorunlu nedenler'' dışında asla hoş göremeyeceği ve kabullenemeyeceği, daha önce de hakkında yazdığım bir konuya değinmek istedim;

''aldatma ve aldatılma''.

Konuyla ilgili bu yazımın üat paragraflarında karşı cinsle yapılan fiziksel ve duygusal aldatmaya, alt paragraflarda ise daha değişik türlerine değineceğim.

Keyifli okumalar...

Karşı cinsle fiziksel olarak cinsellik yaşamak aldatmadır, cinsellik içeren görüntü ve konuşmalar aldatmadır, telefonda ya da yüz yüze sadece duygusal da olsa görüşmek ve mesajlaşmak aldatmadır, bir başkasını düşünmek/aklında tutmak aldatmadır. Kısaca hangi türde olursa olsun, aldatma aldatmadır. Bunun süslenip püslenip şirin bir hale getirilebilecek bir yanı yoktur. Bunda aynı düşüncede olduğumuz kanısındayım. Çünkü, doğru bir tanedir.

Aldatmalarda affetme konusuna gelince; affetmek demek, aldatan eşe güvenmek, söz verdiği ve genellikle yeminler ettiği için bir daha aynı yanlışı yapmayacağına inanmaktır.

Affetmek, ''Git yine aynısını yap, istersen defalarca beni aldat, yine seni affederim, hayatımız böyle devam eder, benim için sorun değil...'' demek değildir. Ama aldatanların bazıları nedense böyle sanıyorlar.!

Bir kez yanlış yaptın, özür dilersin ve eşini seviyorsan bir daha aynı yanlışı yapmazsın. Eğer eşin seni affetmek isterse, affederse, ya da tam tersine affetmiyorsa/affedemiyorsa, sorunu ortadan kaldırmak için birlikte çabaladınız birlikte çabaladınız ama çözemiyorsanız, gerekirse profesyonel yardım alırsınız.

Eşini ''seven, saygı duyan, dürüst ve güvenilir'' hangi insan böyle bir kötülüğü eşine yapar ya da eşinin kendisine yapmasına sessiz kalabilir, kabullenebilir.!?

Aldatma belki bir kez affedilebilir, çok özel durumlarda belki iki kez, ama defalarca  aldatmak ve af beklemek çok farklı bir durum. Her şeye rağman defalarca yapılıyorsa, arka planda başka bir şey vardır diye düşünülebilir.!

Aldatmalara sessiz kalanların, sürekli affedenlerin ya da kabullenenlerin kesinlikle kendince haklı ve zorunlu gördüğü neden(ler)i vardır diye denebilir bazen. Ki bunlar; belki çocuklar, belki aile baskısı, belki çevre, belki yalnız kalmama isteği, belki ekonomik nedenler, belki de karşı taraftan (aldatan eşten) zarar görme korkusu... Bunların dışında hiç kimse bu aşağılanmaya sessiz kalamaz ve kabullenemez.

Aldatanlara soruyorum; evlenmekteki amacın ve beklentin neydi, ''Hele bir nikah masasına oturalım, imzayı atalım, ben yine bildiğim hayatı yaşarım, keyfime bakarım, günümü gün ederim...'' diye mi düşündün.!?

Sen aslında evlenmeden önce de böyle miydin.!? Ya da evlendikten sonra mı böyle oldun.!? Eğer ''Evlenmeden önce de böyleydim'' diyorsan, neden evlenip de karşındaki insanın aklına girip yüreğini çalarak onun hayatını mahvetme yoluna girdin.!?

Eğer evlendikten sonra böyle olduysan, neden profesyonel yardıma başvurmadın.!?

Neden evliliğinde herhangi bir eksik varsa tamamlama, ya da yanlış varsa değiştirme yoluna gitmedin.!?

Neden eşine dürüst davranmadın.!?

Yoksa sen aslında kötü niyetlisin ve her şeyi bilerek ve isteyerek mi yapıyorsun.!?

Bu olanları / yaptıklarını vicdanın kabul edebiliyor mu.!?

Seni seven, saygı duyan, güvenen, değer veren, mutluluğu seninle paylaşmak isteyen ve sana yüreğini açan birine bunu nasıl yapabiliyorsun.!?

Söyler misin; Eşin sana aynısını yaparsa ne yaparsın.!?

Sineye çeker kabullenir misin.!?

Peki, sanıyor musun ki,eşini aldatınca sadece o acı çekiyor.!? Ya çocukların.!? Ya eşinin ailesi, senin ailenin senden dolayı duyduğu utanç ne olacak.!? Ya çevren.!? Çevrende seni destekleyen ya da normal görenler varsa, o çevre yılan deliğidir.!

Aldatmaya karşı ceza olarak ''aldatmak isteyenlere de bir sorum var''; acaba eşinle aranda saygısızlık, sevgisizlik, ilgisizlik, güvensizlik, şiddet mi var, ya da eşin seni aldattı ve intikam almak için mi sen de eşine aynısını yapıyorsun.!?

Eğer eşinden intikam almak için aynısını yaparsan, senin eşinden ne farkın kalır.!?

Eşin sana sürekli kötü davranıyorsa ve senin için bu ilişki artık katlanamayacağın bir noktaya gelmiş durumdaysa, evliliği bitirir ve kendi yoluna bakarsın. Neden bu aşağılanmaya daha fazla sessiz kalıyorsun ya da ''İntikam soğuk yenen bir yemektir'' diyerek sen de aynı yanlışı yapmak istiyorsun ya da yapıyorsun.!?

Kendi yoluna bak. Utanmayacağın, pişman olmayacağın, vicdanını acıtmayacak bir yol çiz kendine ve o yolda yürü. Yanlışı yapanı kendi yanlışıyla başbaşa bırak ve git. Ona verebileceğin en ağır ceza bu olur.

Kesinlikle daha mutlu olursun.

Şimdi gelelim diğer aldatma türlerine.

Aldatma, herkesin bildiği gibi, evlilikleri bitiren en önemli nedenlerden biridir. Çocukları; anneden, babadan ya da her ikisinden ayıran büyük ve onarılması zor yaralar açan bir yıkımdır. Ayrılığa kadar yaşanan süreye bakıldığı zaman pişmanlık duymaya neden olan bir yanlıştır. Ama aldatma sadece cinsel ya/ya da duygusal olmaz; yalan söylemek de aldatmadır, sözünü tutmamak da aldatmadır, vb...

Bunun çaresi nedir, ne yapılmalıdır.!? Aslında çare aramaya da gerek yok;

"ALDATMA ZAHMETİNE (!) GİRMEMEK YETERLİ''. Yani dürüst ve güvenilir olmak. Daha ne olsun.!

"Başka biri yok hayatımda, ben eşimi aldatmadım, aldatmıyorum" diyorsun, ama belki yalan söyledin ve eşini aptal yerine koyarak yalanlarınla aldattın, sözünü tutmadın ve bu davranışınla eşine değer vermediğini göstere göstere, hem de gözüne soka soka aldattın, eşinle hayata birlikte devam etmek için yola çıkarken verdiğin sözleri yerine getirmeyerek "Artık cepte, çantada keklik, artık benden gidemez, ne yaparsam yapayım vazgeçemez artık" diye düşünüp daha başlangıçta aldattın.!

Kısaca eşini değersizleştirdin, aşağıladın.!

Üzmeyeceğine söz vermiştin üzdün ve üzmeye devam ediyorsun, aldatıyorsun.!

Tekrar soruyorum, söyler misin; Eşin sana aynısını yaparsa ne yaparsın.!?

Sineye çeker kabullenir misin.!?

Aldatmanın sonu nedir biliyor musun.!? Bir gün bütün hayatın değişecek ve yapayalnız kalacaksın. Çünkü, sen bunu istiyorsun, bunu seviyorsun, bunu hak ediyorsun.!

Ya silkelenip gerekeni yapacaksın, ya da daha fazla acı çektirmeden, daha çok can yakmadan, karşında sana güvenen, seni seven, düşmanına yapmayacağın kötülüğü yaptığın insanın yolundan çekileceksin.

Seninle bir olup da eşini aldatmana yardımcı olan o üçüncü kişi, ona nasıl güveneceksin.!? Sen evlisin ve seninle birlikte oluyor, ya sen onunla evlenirsen, güvenebilecek misin.!? Biliyor musun, artık akrep gibi kendini zehirliyorsun.!?

Sen istemesen de, aldatarak zavallı durumuna düşürdüğünü sandığın karşındaki insan birgün seni ezerek, gerekirse üstüne basarak senden çekip gider.

Hiçbir insan kendi ruhsal ve duygusal sınırlarının aşılmasına izin vermez, vermemelidir de zaten. Eğer buna izin veriyorsa, o da bir yere kadar.

Son olarak; eşinize saygı duyun, her fırsatta sevginizi ve verdiğiniz değeri gösterin, dürüst olun, güvensizlik yaratmayın, eşinizle ilgilenin, yanlış yaparsanız özür dileyin ve bir daha aynı yanlışı yapmamaya özen gösterin. Evliliğin daha sağlıklı olması adına yaptığı şeyler için eşinize teşekkür edin, elinden ve yüreğinden tutun, ki yürekleriniz bir olsun.

Eşiniz affedilmeyecekler listesinde olmayan (ki burada akıl ve vicdan mantığı devreye girer) bir yanlış yaparsa, ona korku verip hayatı zehir etmeyin, çünkü her insanın her zehir için kaldırabileceği belli bir doz vardır, ona ve kendinize dünyayı dar etmeyin. Affetmenin güzelliğini ve gönül hoşluğunu yaşayın ve yaşatın. Ama unutmayın, ''kırmızı çizgiler aşılmamak içindir''. Ve asla mantıkdışı ya da vicdanların kabul etmeyeceği kırmızı çizgileriniz olmasın.

Unutmayın, ölümden başka her şeyin çaresi var.

Saygıyla, sevgiyle, güvenle, sağlıcakla ve mutlu kalın, hoşça kalın değerli dostlar.

EVLİLİK VE İLİŞKİ DANIŞMANLIĞI

Ailevi ve bireysel konularda her türlü sorunlarınızın çözümü için yardıma hazırız.

Tel.: 0258 408 80 40

Instagram: evlilik_ilişki_aile_iletişim