BİR RESSAMIN HAYATI:  MAUD LEWİS

Maud Lewis hayatıyla bana ilham olmuş ve güç vermiş sanatçılardan biridir. Öylesine ilginç ve öylesine azim dolu bir hayatı vardır ki ondan haberdar olup da etkilenmemek elde değildir. Yazımı okuyunca eminiz sizler de ona hayran kalacaksınız.

Onun hikâyesi 1903 yılında Kanada’da(South Ohio) başlar. Maud Lewis’in küçük yaşlarda başlayan ciddi bir sağlık sorunu vardır.(Romatoid artrit) Annesi noel kartları yapıp satan bir kadındır ve Maud’u da sanata yönlendirir.

 Anne ve babasını küçük yaşta kaybeder. Evleri üzerindeki söz sahipliğini abisi devralır. Maud Lewis bir süre abisiyle yaşadıktan sonra teyzesinin yanına gönderilir ve teyzesiyle birlikte yaşamaya başlar. Teyzesinin yanında iken oldukça yalnızdır, arkadaşı yoktur. Bu sırada abisi ailesinden kalan tek evi satar.

Maud Lewis’in hayatını tümden değiştirecek olay Everett adlı bir balıkçının küçük bir dükkâna astığı ilanla başlar. Everett ev işlerini yapacak,  evini çekip çevirecek bir yardımcı arıyordur. O ilanı gören Maud ilanı alır ve Everett’in kapısına dayanır. İşte herkesi etkileyen hayat hikâyesi asıl burada başlar. Everett yetimhanede büyümüş kimsesiz biridir. Balıkçılık yaparak hayatını geçindirir ve küçük bir evi vardır. Bir süre sonra ikisi evlenir. Maud bu sırada sürekli resim yapar. Sadece kâğıda ya da önündeki sınırlı bir alana değil; evin duvarlarına, penceresine, ekmek kutusuna varıncaya kadar evdeki birçok yüzeye resim çizer.  O küçücük evde resim çizilmedik yer bırakmaz. Aynı annesi gibi yılbaşı kartları yapar. Balıklarını müşterilerinin evine götüren Everett’e Maud da eşlik eder ve yolculuklarda Everett’in birçok müşterisine yılbaşı kartından satar. İnsanlar bu yılbaşı kartlarını çok beğenir. Maud hayal gücü geniş bir ressam. Onun için her yer, her obje, her zemin çiçek açabilecek bir tuvaldir. Resimdeki kendine özgülüğü ve özgürlüğü de sanırım buradan geliyor. O kadar tatlı ve içten bakan bir kadın ki onun tablolarında bir çocuğun saflığını, bir çocuğun hayal gücünü pekâlâ bulabiliriz. Ne zaman onun fotoğrafına ya da onun çizdiği bir resme baksam içimi dolduran saf bir sevinç oluyor ve çokça umut.

Maud tek odalı evinde resimler yaparken insanların dikkatini çeker. Evi ziyarete insanlar gelir ve bu ziyaretler sırasında da tabloları birkaç dolara alıcı bulur. Kanada’da basılan bir dergide hakkında makale çıkar (Star Weekly,1964) ve bu onu ulusal düzeyde bir üne kavuşturur.

Maud Lewis büyük tablolar çizmez, çünkü rahatsızlığı buna izin vermez. Büyük tablolar yapabilecek kadar ellerini rahatça kullanamaz. Kollarını hareket ettirme derecesi vardır. Bunun içinde küçük boyutta eserler çizer biz sevenlerine. Kanada’nın kış manzaraları, kar, kedi, kuş, geyik, kartopu oynayan çocuklar, kızakla kayan çocuklar, çocukluk anıları, laleler, inekler, gemiler… Gördüğü ya da hayal ettiği birçok şeyi çizer. Maud bir halk sanatçısıdır. Onun resim tekniğinde renkler tektir, renkleri hiçbir zaman karıştırmaz. İşte onlarca eseri Maud Lewis o tek göz odada çizer. Maud Lewis kadar Maud Lewis’in evi tabiri de oldukça ünlüdür.

Bilirsiniz, ressamların değeri öldükten sonra anlaşılır ve pek çok ressam hayatını yoksul yaşar.  Maud Lewis de pek farlı değildir. Öldükten sonra eserleri rekor fiyatlara alıcı bulmuştur. Şu an çalışmaları, evinin restorasyonu ile birlikte Art Gallery Nova Scotia’da görülebilir. Maud Lewis hakkında Mudie adlı filmi de izlemenizi öneririm. Çok iyi çekilmiş bir biyografi filmi. Sally Hawkins’in oyunculuğu ise müthiş.

Hiçbir şeyin engel olamayacağını göstermiştir Maud Lewis bizlere. Resimleri, hayatı ve kendisi anlattıklarımdan kat kat fazlasıdır ki zaten tam manasıyla onu anlatabilmek mümkün değildir. Bana umut aşılayan, içimdeki resim çizme aşkına ve ressam olma tutkusuna eşlik eden sevimli, azimli, tutkulu kadın, sana sonsuz kere teşekkür ediyorum. İyi ki var olmuşsun Maud Lewis, iyi ki hep çizmişsin ve hayallerimize giden yollarda bizlere eşlik ediyorsun.