Denizli
25 Nisan, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.44
  • EURO
    35.05
  • ALTIN
    2347.7
  • BIST
    9003.22
  • BTC
    69462.36$

Çağdaş Dünyanın İlkel Beyinleri

02 Haziran 2023, Cuma 15:32
Çağdaş Dünyanın İlkel Beyinleri

Merhaba sevgili okurlar, sizlerle uzun süredir toplumun gerçeklerini tartıştığımız bu serüvene ne yazık ki bazı afetler sebebi ile ara vermek zorunda kaldık. Gelen mailler üzerine bu yazıyı sizlerle paylaşma kararı aldım. Gerçekten başımıza gelenlerin sorumlusu nedir? Bazı yanlışlara neden dur diyemiyoruz? Hadi inceleyelim. Tabii benim tarzımda…

İnsan beyni, evet karar mekanizması tüm dünya için aynı organdır. Peki bu organ nasıl çalışır ve siyasiler, pazarlamacılar sizi nasıl ikna eder? İnsan beyni yapısal olarak aşağıdaki gibidir. Bakın sevgili dostlar sadece 20.000 TL verdiğiniz cep telefonlarınızın tüm özelliklerini, yapısını, şarjını, hafızasını hem bilip hem özen gösterirken; beynimizin yapısını ve çalışma prensibini bilmemek hiç doğru bir yaşam tarzı değil. Hadi basit düzeyde bir beyin incelemesi yapalım. Merak etmeyin yukarıda ki sorulara Furkan Karaıslı birazdan cevap verecek.

Sol tarafta görmüş olduğunuz beyinin parçalara ayrılmış hali, çok ince detaya gerekmeksizin kırmızı bölgenin önemini anlatalım. Frontal Lob yani ön taraf dediğimiz kısım anlık düşünme vb. gibi insanlara özel davranışların gerçekleştirildiği kısımdır. Peki diğer kısımlar toplamda ne işe yarar?  Bu kısım ezberlenmiş hareketleri sistematik olarak kullanır ve duygularımızın işlem gördüğü kısımdır. Beynimizin sol tarafta gördüğünüz kısmında kırmızı olan bölge hariç geri gelen kısmı hayvanların beyin yapısı ile hemen hemen aynı. Yani bizi hayvanlardan ayıran şey analitik düşünme, anlama ve yorum yapabilme yeteneğidir. Peki, kararlarımızı beynimizin ön kısmında mı yoksa arka kısmında mı alıyoruz? İnceleyelim…

Şöyle bir örnek ile başlayalım. Düşünün ki yolda karşıdan karşıya geçerken birden arabayı fark ettiniz. Düşünürken bile birden durma gereği duydunuz. Yani dondunuz değil mi? Aslında sağlıklı olan düşünce kaçmak değil miydi? Neden beyin yapımız bunu yapmak yerine donup kalmayı tercih etti? Çünkü anatomik olarak insanların 200.000 yıl önce ortaya çıktığı bilinmektedir. Ve son yapılan araştırmalarda beynin anıları ve alışkanlıkları genetik olarak bir sonrakine aktardığı bilinmekte. Şimdi bu verileri ele alırsak tehlike anlarının çoğunluğunda insan beyni yırtıcı hayvanları ezberlediği için henüz anlık olarak tehlike anında çağımızın içinde var olan objeleri tanıyamıyoruz. Bu sebeple çağdaş dünyada ilkel yaşayan beynimiz o an arabayı fark ettiğinde onu bir yırtıcı hayvan sanıp hareketsiz durma refleksini gösteriyor.  Ya da şöyle düşünelim size pembe bir maymunu düşünmeyin desem istemsizce gözünüzün önüne gelir. Gelmeyen var ise en yakın psikiyatri uzmanına görünmesinde fayda var. J

Beyin, bilinçaltı, bilinç ve diğer bölümler gibi farklı işlevsel yapılara sahip ve bizlerin hayatı algılamasına yarayan bu organı iyi tanımalı ve iyi yönetmeliyiz.

Ne tuhaf değil mi? Bu ve bunun gibi durumlar o kadar fazla ki… Aslında beynimizi kullandığımızı ve özgür düşünceye sahip olduğumuz düşüncesi ne yazık ki doğru değil. Beyin bir kas gibidir onu zorladığınız ve gelişimine uygun beslediğiniz takdirde size ayak uyduracaktır. Bu sebepler göz ardı edildiğinde. Bir ürünü eğer herkes alıyor ise alıyor ya da bir siyasi lideri hayvansı beynimizde ki hormonları coşkuyla uyandırdığı için takip ediyoruz. E o zaman şöyle diyebilir miyiz? İlkel beyinlerle alınan kararlar, seçimler, oylar, ilişkiler vb. durumların süreçleri ve sonuçları çağdaş nitelikte olmadığı için isyan edemeyiz.

Toplum temelden yanması gereken bir yangındır. Bu aydınlığı yakalamanın tek yolu bireylerin ilkelliğinden kurtulup çağdaş topluma ayak uydurmak için attıkları adımdır. Karar mekanizması beyindir. Beyin gelişmez ise toplumun en olumlu şartlar altında bile kül olması muhtemeldir… Beyninizi tanımalısınız. Sistemini, yakıtını, kullanım kılavuzunu bilmediğiniz bir arabayı kullanamazsınız. Ya kendi arabanızda sağ koltukta oturursunuz ya da toplu taşımayı tercih edersiniz. Ve bu konunun araba ile bir ilgisi yok.

Ben, sizlere gelen mailler ve yapmış olduğumuz farkındalık çalışmaları doğrultusunda gerçekleri görmeniz adına kendini yakan araştırmacı yazar Furkan Karaıslı.

Sevgilerle.

Tabii Anlayana…

 

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.