“CUMHURİYETE GİDEN YOL KOLAY DEĞİLDİ”

Yakup dede savaş gazisi bir anısını anlatıyor;

Askerin üstünü başını görseniz ağlardınız..!

Ağustos ayıydı, Hava kavurucu sıcak. Otlar iyice sıcaktan kavrulmuş, Cayır, cayır yanıyordu Ayağımız çıplak, Yanan otları ayağımızla söndürüyorduk. Söndürdüğümüz otlara çömelip düşmana ateş ediyorduk.

Sivrihisar’a yakın bir yerde mola verdik. Yakında bir köy vardı gece gizlice o köye gittim. Zifiri Karanlık ve içerde el feneri ışığı olan bir evin kapısını çaldım. Kapıyı biraz geç açtılar belli ki tereddüt ettiler.

Kapıyı açar açmaz ; Korkmayın ben Mustafa Kemal’in askeriyim ayağımızda ayakkabı yok parasını vereyim ayağıma giyecek bi şeyler verir misin ? Dedim. Bana bir çift yemeni verdi. Sökülünce dilersin diye balmumu iple iğneyi de elime tutuşturdu.

O kadar rahat etti ki ayağım;

Bana artık karada ölüm yok...!

Birliğime uçarak gittim...

Memleketin kıymetini bilin...Diyerek sözlerini bitiriyordu Yakup gazimiz...

Cumhuriyete giden yol kolay değildi

Yokluk, Kıtlık, ve hastalıklar almış başını gidiyor 30.000 kişiye bir doktor düşüyordu.

Doktor sayımız 337

Sağlık memuru 434

Ebe sayısı 136

3.000.000 insanımız sıtma, verem, frengi, tifo, Elektrik sadece İzmir ve İstanbul’da var.

Kiremiti bile ithal ediyor sanayi hiç yoktu

114.80 bina yanmış durumda, Düşmanın yaktığı köy sayısı 830 civarındaydı.

İşte Ülkemizin bu durumdan kurtulacağına ve kurtaracağına inanan, yılmadan ucuz günlük çözümler yerine halkı kalkındırmak İçin milli egemenliğe dayalı uygar ve Özgür bir toplum oluşturmak, Gelecek yüzyılımızda Türkiye’nin diğer ülkelere örnek bir ülke olması gerektiğini ve bu uğurda çok çalışmak gerektiğini ve bu ideali başaracak güçte olduklarını haykırıyordu Mustafa Kemal Atatürk. Egemenliğin kayıtsız şartsız millette olduğunu ve bunun İçin cumhuriyet yönetimine geçildiğini söylediğinde ise Meclis’ten “Yaşasın Cumhuriyet” sesleri arka, arkaya yüksek sesle hep bir ağızdan söylenmeye başlandı.

95 yıldır cumhuriyet yaşıyor ve o zorlu yollardan gelen ecdadımıza duyduğumuz minnet verdiğimiz sözle yaşatacağımıza and içiyoruz. Cumhuriyete giden bu zorlu yolları ve cumhuriyetin bize kazandırdıklarını bildiği halde cumhuriyet düşmanı olanlar ülkemizin o durumundan memnun olan o devrin düşmanları İle eşdeğerdir.

Hain değil vatan hainidir.

Yalın ayak ateşi söndürüp bu bayrak dalgalansın diye düşmana ateş eden Yakup dedemizin dediği gibi vatanın kıymetini bilin

Cumhuriyete sahip çıkmak 95 değil 195’li yıllarda gelecek nesillere armağan etmek bugün bizlerin görevidir....

Meclis’te ilan edildiğinde yankılanan bir ses vardıya hani ; İşte o ses her geçen yıl daha da güçlenerek söylenmelidir… ”YAŞASIN CUMHURİYET”