Denizli
01 Ekim, 2023, Pazar
  • DOLAR
    25.99
  • EURO
    28.39
  • ALTIN
    1611.4
  • BIST
    6053.97
  • BTC
    31031.075$

Deprem Nedeniyle Açılabilecek Davalar

02 Mart 2023, Perşembe 15:42
Deprem Nedeniyle Açılabilecek Davalar

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023 tarihinde gerçekleşen deprem, büyük bir yıkım ve can kaybına yol açmıştır. Bu tür felâketlerin insani, sosyal ve diğer yönleri yanında önemli ölçüde hukuki yönü de bulunmaktadır. Deprem sonucunda ortaya çıkabilecek hukuki konulardan biri de idari yargıda açılabilecek davalardır.

İDARİ YARGI YÖNÜNDEN

Afetler genel anlamda sorumluluğu ortadan kaldıran mücbir sebep olarak nitelendirilmekle birlikte, afetler öncesinde öngörülmesi gereken tedbirlerin alınmaması veya afet sonrası idare tarafından yürütülmesi gereken kamu hizmetlerinin yürütülmemesi veya yetersiz olması durumunda idareler aleyhine maddi ve manevi tazminat davası açmak mümkündür.

İdari Yargıda Açılacak Dava Ne Zaman Nerede Açılmalıdır?

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 13. maddesinde “İdari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların idari dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve herhâlde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gereklidir. Bu isteklerin kısmen veya tamamen reddi hâlinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında otuz gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren dava süresi içinde dava açılabilir” hükmü yer almaktadır. İdarenin deprem durumunda sorumlu tutulabileceği tüm faaliyetleri idari eylem olarak nitelendirilmektedir. Yapılacak başvurunun bu eylemin öğrenilmesinden itibaren bir yıl içinde belediye, valilik, İçişleri Bakanlığı ve ilgili olabilecek bakanlıklara yapılması gerekir. Dava, depremin olduğu yerin bağlı bulunduğu İdare Mahkemesinde açılır.

Açılacak Davada Tazminat Miktarı

İdari yargıda tazminat miktarının hesaplanmasında zararın kapsamı, idarenin kusurunun niteliği ve kusur oranı ile idare tüm önlemleri alsaydı ortaya çıkabilecek zarar oranı, sigorta veya müteahhit tarafından ödenen bir tazminat olup olmadığı gibi unsurlar dikkate alınır. Tüm bu unsurların dava açma aşamasında kesin olarak bilinmesi mümkün olmadığından genellikle davada talep edilen miktar bilirkişi raporundan sonra miktar artırma dilekçesi ile artırılmaktadır. Adli yargıdaki ıslah kurumundan farklı olarak idari yargıda bu imkân sadece bir defa kullanılabilecektir. Yine adli yargıdan farklı olarak, engel bir hüküm bulunmadığından manevi tazminat miktarının da artırılması mümkündür.

Yapıyı İnşa Eden Müteahhide veya Kamu Görevlilerine Açılan Soruşturma veya Ceza Davaları İdari Yargıdaki Davaları Nasıl Etkiler?

İdari yargının yazılı olması nedeniyle hem soruşturma hem kovuşturma aşamasındaki deliller tazminat davası için delil olarak son derece önemlidir.

CEZA HUKUKU YÖNÜNDEN

Ölüm meydana gelmişse:

Adli sürecin başlaması için ölenin eşi ve çocukları, eğer bunlar yok ise yakınları, kolluğa veya suçun işlendiği yerin Cumhuriyet Savcılığına suçun soruşturulması için dilekçe vermelidirler. Eğer deprem nedeniyle başka bir ile taşınılmışsa, dilekçe deprem olan il Cumhuriyet Savcılığına gönderilmek üzere o il Cumhuriyet Savcılıklarına da verilebilir. Yine ölenin yakınları değil üçüncü kişiler de suç duyurusunda bulunabilecektir. Dilekçenin doğrudan Cumhuriyet Savcılığına verilmesi önerilmektedir. Bu suçlarda belirli bir şikâyet süresi olmayıp, Yargıtay kararlarına göre zamanaşımı süresi depremin meydana geldiği günden itibaren hesap edilecektir.

Yaralanma meydana gelmişse:

Yaralanan kişi suçun işlendiği tarihten itibaren altı ay içinde şikâyet dilekçesini suçun işlendiği yer ya da güvenlik sebebiyle başka bir il/ilçeye gitmesi hâlinde suçun işlendiği yer Başsavcılığına gönderilmek üzere geçici olarak bulunduğu il/ilçe Başsavcılığa şikâyet dilekçesini vermesi gerekir. Altı aylık şikâyet süresinin hak düşürücü süre olması sebebiyle, şikâyetçilerin bu zamanı kaçırmamaları önemlidir. Devam eden tedaviler ya da yaşanan şok sebebiyle söz konusu süreleri kaçırsalar dahi suçun, bilinçli taksirle işlendiğini belirterek şikâyet etme hakkını da kullanabilirler.

Ölüm ve yaralanma meydana gelmemişse:

Bu durumda mala zarar verme, kamu güvenliğinin kasten tehlikeye sokulması, imar kirliliğine neden olma, Yapı Denetimi Hakkında Kanun ve Türk Ceza Kanunu hükümleri uyarınca görevi kötüye kullanma suçları gündeme gelebilecektir. Mala zarar verme hariç bu suçlar re’sen savcılık tarafından soruşturulması gereken suçlardır. Mağdurun bizzat ya da vekaletname verdiği kişi aracılığıyla o yer Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusu dilekçesi vermesi gerekmektedir. Eğer deprem nedeniyle başka bir ile taşınılmışsa, dilekçe deprem olan il Cumhuriyet Savcılığına gönderilmek üzere o il Cumhuriyet Savcılıklarına da verilebilir. Bu süre mala zarar verme bakımından altı aydır.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.