KAFADA BİTİRDİYSENİZ SÖYLEYİN BİLELİM!

Geçen sezonun başından itibaren mesleğime geri dönmemle birlikte içinde daha yoğun bir şekilde bulunup, daha sıklıkla takip etmeye başladığım Denizlispor’da o günden bugüne neredeyse aynı yönetim ve aynı futbolcu kadrosu mevcut. Değişen tek şey teknik adam oldu o dönemden bu döneme kadar. Ayrıca kulüple bağını kopartan bazı futbolcuları da bu değişiklik listesine ekleyebiliriz. 
Şöyle bir alıntı yaparak devam etmek istiyorum. Rita Mae Brown’ın 1983 tarihli ‘Sudden Death’ kitabında hayali bir karakter olan Jane Fulton tarafından bir söz söylenmiştir. Aynen aktarıyorum: “Aynı şeyi tekrar tekrar yapıp, farklı şeyler beklemek delilik belirtisidir.” 
Şimdi gelin bu sözü alıp aynen Denizlispor’un üzerine koyup yorumlamaya, konuşmaya çalışalım. Biraz evel de bahsettiğim üzere takım içinde değişikliğe gidebildiğimiz, faturayı kesip gönderebildiğimiz tek şey teknik kadro oldu geçen sezondan bu yana. Veli Acar’la başlayan süreç, Serhat Gülpınar, Fatih Tekke, Mesut Bakkal ve son olarak Giray Bulak’la devam etti. Farklı hocalarla çalışıldı ancak sahadaki futbol bir karış öteye gitmedi Denizlispor’da. Mesut Bakkal dönemindeki o hala anlamlandırmakta zorlandığım çıkışı bir kenara koyarsak bu hocaların neredeyse tamamında skor dengedeyken bile kalecimizin topu kontrol ettikten sonra zaman geçirmeye yönelik hareketleri sonrası meşin yuvarlağı oyuna soktuğuna şahit olduk ki bu takımın puan cetvelindeki yeri malumumuzken bile devam ediyor. Özellikle Hüseyin Altıntaş’ın kaleyi koruduğu neredeyse her maçta buna net şahit olabilirsiniz.
İkincil olarak bahsedeceğim şey ise sahadaki oyun sistemimiz. Aslında sistem derken bir sistemimizin olmayışından dem vurmak gerekir. Bildiğimiz tek şey rakip kim olursa olsun rakibi kendi yarı sahamızda kabul edip fırsat kovalamak. Halbuki bulunduğu konum itibariyle Denizlispor’un her maçta ısırarak, agresif oynayarak gerektiği yerde faul yaparak oynamaktan çekinmeyen bir yapıda sahada yer alması gerekmiyor mu? Yani biri dese ki maça falan çıkmayın size her hafta için 1 puan yazacağız, camia bunu kabul edecek gibi. 3 puan lüks gibi durmaya başladı bize çünkü hiç o kafayla sahaya çıkıldığını düşünmüyorum artık.
Bireysel anlamda da değerlendirme yapmak isterim yeri gelmişken. Geçen sezon her ne kadar attığı gollerle Ömer Şişmanoğlu çok fazla ön plana çıksa da benim en fazla yere göğe sığdıramadığım isim kesinlikle Gökhan Süzen’di. Kaldı ki zaten dar olan rotasyonda yaşı ilerlemiş olmasına rağmen sakatlığı ya da cezası olmadığı müddetçe takıma gelen her teknik adamın kafadan 11’e yazdığı isim olmayı başardı tecrübeli sol ayak. Öyle bir çizgisi oldu ki Mesut Bakkal’la birlikte takım kaptanlığı da kendisine verilerek onore de edildi Gökhan. Ancak ne olduysa oldu bilmiyorum ama geçen sezon açtığı 4 ortanın 1’i asist olan Gökhan, ayakta bile duramayan Gökhan’a evrildi. Hele ki son maçlarda aldığı her darbe sonrası yerde yatan, ‘sanki sakatlansam da oyundan çıksam’ havası sezdiğim bir şekle büründü Gökhan. Daha çok oyuncu eleştirisi yapılabilir mevcut kadrodan ama kesinlikle en fazla sivrilen Gökhan Süzen olduğu için onu kaleme almayı tercih ettim. 
Sonuç olarak şuraya gelmek istiyorum. Yönetimi ilk devraldığında sık sık basınla buluşacağını ifade eden kurmayların hiçbiri şu an basının ‘b’sini ağzına almıyor. Borçlar ödenmediği gibi gerek kurdan gerek faizlerden artmaya devam ediyor. Sahadaki futbol oyuncu grubunun birbirine alışması ile ileri ivme kazanacakken daha geri geri gidiyor. Puan sıralamasında üstlere çıkmamız gerekirken dibe saplanıp kalmış durumdayız. Taraftarın umudunu ise hiç sormayın. Hani tribüne gelen bir grup taraftar var ya, sanmayın ki futbolculara, yönetime bayıldığı için geliyor. Onların tek derdi Denizlispor.
Geçen sezonun başından beri camianın içinde aynı şeyler yapılıyor, sahada aynı mantalite ile futbol oynanıyor. Ancak farklı sonuç bekleniyor, takımın ligde kalması, başarılı olması hedefleniyor. Başarı diyorum, çünkü sezon başında Mesut Bakkal’la kamuoyunun yüzde 80’i en az play-off diyordu yalan mı? Yazımın başındaki sözden yola çıkarak yaptığınız iş gerçekten delilik. Ama yapamadıklarınızla taraftarı ve bizleri de deli ettiniz!!!