Küçük Kovboy
08 Temmuz 2017, Cumartesi 17:07Uykusuzluğumu ve huzursuzluğumu yastığıma bastırarak kıvranıyorum .
Alt kat komşumun hala açık olan televizyonundan kovboy filmi olduğunu sandığım sesler: At kişnemeleri , silah patlamalarına karışıyor . Sanki bir kovalamaca ve çatışma var.
Televizyondaki, kimi konuşmaları ve sesleri çok net duyabiliyorum.
‘’Hey sen, silahını yere at ! teslim ol’’diyor adamın biri.
Birden, kıvrandığım, yastığın altından fırlayarak, kendimi yere atıyorum, yastığımı kendime siper ederek ‘’teslim olmuyorum ulan! ‘’diye bağırıyorum.
Sonra yeniden silah patlamaları ….
Beyin kıvrımlarıma huzursuzca giren silah seslerine, bahçedeki ağaçların hışırtıları karışıyor.
Duyduklarım, kafamın içinde evirip çevirdiğim anlamlandırmaya çalıştığım hatıralar ve uzaktan gelen köpek havlamaları .
Bir sigara içsem rahatlarım belki…
Fayda etmedi.
Yapılacak tek şey, bir korkuyla yüzleşir gibi alt kata inip komşumun kapısını çalmak.
Bunu fark ettiğimde, hemen giyinip, merdivenleri hızlı adımlarla inerek, komşumun kapısına, dikildim.
Kapıda durdum biraz, hala, filmin sesleri geliyor.
‘’Televizyonun sesini, kısar mısınız biraz’’ desem, yok yok, kesin kavga çıkar. Herif suratsızın teki zaten.
Vazgeçtim.
Merdivenleri, yine, hızlı adımlarla inerek, binadan çıkıp arabama bindim. Vitesi boşa alıp arabamı çalıştırdım.
Şehrin gürültüsü, horultulu bir uykuya dalmıştı.
Açık bir büfe aradım.
‘’gece vakti ha ‘’
‘’evet, gece vakti’’
Otogar da büfeler açık olur.
Arabamı park edip, büfeden bir bisküvi ve çay aldım. Para büyükmüş, bozuk yok muymuş, büfeci surat yaptı, biraz .
‘’acelem var’’dedim.
Bekleme salonuyla otobüs peronlarının tam karşısındaki banklardan birine sessizce ilişiveriyorum. Otogar bu saatte, sessiz, ama yine de, azda olsa bir kalabalık, gelenleri ve gidenleri bekliyor. İki kolun yanlara açılması, hasretle sarılmalar, öpüşmeler ve kimi zaman saklı gözyaşları, bavullarının peşinden, kayıtsızca giden insanlar, ağlayan çocuklarına sahip olamayan karılarına bağıran adamların arasından, bir çocuk fırlıyor, ortalık yere.
Başında kovboy şapkası elinde oyuncak silahıyla sağa sola ateş ediyor, haydutları kovalıyor kendince. Bana doğru gelip --Öldün sen, öldün sen, diye bağırıyor…
Gülümsüyorum.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.