3ü
Denizli
29 Mart, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.15
  • EURO
    34.88
  • ALTIN
    2246.4
  • BIST
    9140.7
  • BTC
    66452.8$

Kutsal Bilgelik: Ayasofya

18 Temmuz 2020, Cumartesi 16:07
Kutsal Bilgelik: Ayasofya

 

Son zamanlarda Ayasofya ibadete açılacağı için gündeme geldi. Keşke gündeme gelmesi için bu muazzam yapının dönüşümü beklenmeseydi ve değerlerimiz beklediği ilgiyi görseydi.

Bu yazımda size biraz Ayasofya’nın geçmişi ve gizemli sembolleri, rivayetleri hakkında bilgi vereceğim ve oldukça bu konu hakkında objektif kalmaya çalışacağım.En nihayetinde henüz sanat tarihçisi sayılmam,sanat tarihi okuyan bir öğrenciyim.

Öyle olsaydım bile bana düşen her ne olursa olsun ister camii ister kilise ister müze en önemli yegane şey mirasa sahip çıkılması korunması ve hasar görmemesi olacaktı.

ayasofya

Gelelim asıl konumuza;

Günümüzde bahsi geçen Ayasofya üçüncü Ayasofya’dır. Bundan yıllar yıllar önce Constantine’in oğlu Constantius tarafında 360 yılında yaptırılan MegaleEklesia (Büyük Kilise)’dir.

Sonrasında ise Theodosios ikinci Ayasofya’yı inşa etmiştir.Fakat bu iki kilise isyanlarda yanarak günümüze ulaşmamıştır. Özellikle ilk yapı için elimize ulaşan çok belge yoktur.

Şu an bahsi geçen Ayasofya ise I. Justinianus tarafından 1000 usta ve 10.000 işçi ile tam 5 yılda tamamlanmıştır. İçinde yaklaşık 40 ton gümüş bulunan bu yapı Haçlı Seferlerinde yağmalanmıştır. Daha sonra Fatih’in İstanbul’u fethetmesiyle birlikte Osmanlı’ya geçen Ayasofya (kılıç hakkı), Fatih’in emriyle camii olarak görev görmüştür.

Ancak olay, yapının cami olması ya da olmaması değil; Ayasofya’nın olayı gizemi ve tarihi gücüdür.

Yakın tarihte Ayasofya’da bulunanyeraltı tünelleri bu gizemi ve merak duygusunu daha çok arttırmıştı. Çok acaiptir ki,bu yapıda Fatih’ten tam 200 yıl önce 4.Haçlı Seferi'nde İstanbul’u alan,Venedik Cumhuriyeti'nin DoçuH. Dandalo’nın mezarıda bulunmaktadır. Sadece Dandalo değil, daha nicelerini içinde tutan bu yapıda hem Bizans hem Osmanlı hem İslam hem Hristiyanlık hem Pagan kültürünün etkilerine oldukça rastlanmaktadır.

Kubbeye doğru bakıldığında 4 melek görünür bu meleklerin cennetin koruyucuları olduğuna inanılmaktaydı.Fakat İslam dinine göre bu tasvirler 4 büyük melek olarak nitelendirilmiştir.

Ayasofya’nın tüm bu şatafatının arasında memleketin dört bir yanından ve farklı ülkelerden bile getirilen sütunların üzerinde çoğunuzun dikkatini bile çekmeyecek çizimler vardır. Şövalyelerin, Venedikli askerlerin ya da belki Türk askerlerinin kazıdığı semboller… İşte bu semboller bize o dönemde orada bulunan insanların, neler yaşandığının, ya da o döneme ait bazı materyallerin bilgisini taşır.

Bu yapıda halen kutsal emanetlerin bazılarının olduğuna inanılır ve bununla ilgili araştırmalar yapılır. Ve ‘kutsal kase’ rivayetine göre kase’nin Ayasofya’da bir yerde saklı olduğuna inanılır.

Yapıda bulunan bir İsa tasvirinde İsa’nın elinde bulunan metinde şöyle yazmakta: ‘’Ben dünya’nın nuruyum barış sizinle olsun’’

Fakat Osmanlı dönemi’nde işlenen kubbede ise Nur Suresinde geçen 35.ayetten şu sözler yazar:  '' Allah göklerin ve yerin nurudur. ''

ayasofya

Bir enteresan şey ise sütunda yer alan el izidir. Evliya Çelebi’nin bununla alakalı bir yazısı vardır.Ancak gerçekliğiuzmanlarca tartışılmaktadır, bazı söylentilere göre Meryem Ana’nın eli olduğu ve koruyucu anlamına geldiği yazar ama net olarak hiçbir bilgi yoktur. Tabii daha birçok şey yazılabilir. Ancak Ayasofya ve içindeki figür ve sembollerle ilgili rivayetler anlatmakla bitmez.

Kanımca Ayasofya gibi muazzam bir eseri anlamanın daha kolay bir yolu da sanat. Tuluyhan Uğurlu’dan HagiaSophia, Sofya’da Dans ve İstanbul Kanatlarım Altında adlı enstrümantalleribu açıdan ilk adımolabilir. Sözler olmadan yalnızca notaların anlatacağı çok şey var.

 

Sude İLKMENSOY

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.