NEDEN OKUMUYORUZ?

Bireysel olduğu kadar, toplumsal olarak da ülke çapında okumadığımız bilinmekte ve de görülmektedir. Okumuyoruz konusu geçtiği zaman, insanın aklına hep neden okumuyoruz sorusu gelmektedir. Hakikaten neden okumuyoruz, kendi kendimize düşünmemiz ve kendimizi sorgulamamız lazım. Bazı vatandaşlar, kitapların pahalı oluşundan yakınmaktalar, kitap alacağım parayla pazara girerim, bir haftalık pazar harcımı görürüm diyenler bile var. Ama bilmiyorlar ki nefsin doyurulması kadar, ruhun ve beynin doyurulması da önemli. Falandı, filandı hep bunlar bahane üstüne bahane. Vatandaş bir yönden haklıda olabilir ama birde genele yaydığımız zaman durum öyle görülmemekte. İkincisi; görsele çok önem veren bir milletiz. Okumadığımız gibi saatlerce televizyon başında kalan ve saatlerce bilgisayar internet başında bekleyen bir millet olduk çıktık. Hani okumaya zamanımız yoktu, demek ki zamanımız çokmuş. Diğer taraftan Cenabı Allah’ın yüce kitabımız Kuran-ı Kerim’de “OKU, Allah’ın adı ile oku” bildirmesine rağmen; sağda solda kulaktan dolma, ondan bundan duyma bilgilerle ibadet ediyoruz ki bu durumda da hata ediyoruz, ibadetimiz ve teatımızda yarım yamalak olmakta. Yazar ağzı ile öğrenmiyoruz, yani okumuyoruz, Pazar ağzı ile öğreniyoruz, yani ondan bundan, yalan yanlış bilgiler ediniyoruz bu da bize kültür anlamda büyük bir eksiklik meydana getiriyor. Okumuyoruz; kitapların pahalı olmasından yakınıyoruz, bir nebzede olsa doğrudur. Ama bununda çaresi var. Kütüphaneler bu amaçla kurulmuş bilgi evleridir. Okumak isteyenlere parada istenmiyor, pulda istenmiyor. Kütüphanelerin tek istediği vatandaş gelsin bize üye olsun, alsın kitabını okusun ve getirsin. Bu konuda yarışmalar ve ödüller bile düzenlemişler. Okumuyoruz; yukarıda da söylediğim gibi kitabın pahalı olmasından, gazete ve dergilerin pahalı olmasından yakınırız. Ama diğer taraftan bir paket sigaranın 8 ile 10 lira hatta on lira dan da fazla olması bizim bu alışkanlığımızdan vaz geçirmez. İçki ne kadar bilmiyorum ama o alışkanlığımıza da para ayırırız. Ama günümüzde bir gazete 25 kuruş, 50 kuruş olmasına rağmen her nedense bize 25 kuruşluk bir gazete dahi pahalı gelir alıp okumayız. Kitap pahalı deriz; kitaba vereceğimiz parayla çocuklarımıza pazar parası ederiz deriz ama şans oyunları önünde kuyruklar oluşturarak harcadığımız paraların çocukların rızkı olduğunu düşünmeyiz. Niçin okumuyor uz’a mutlaka ama mutlaka bir bahane buluruz. Okuyanları da gördüğümüzde acayibimize gider. Çünkü elin yabancısı gelmiştir ülkemize, ilimize Pamukkale’yi ziyaret edecektir, kitabı almış eline; Pamukkale’de ya da Denizli’de kitap okuyor, şaşırırız ve deriz ki dünya gözüyle Pamukkale’yi görmeye geliyorsun, belki buraları bir daha göremeyeceksin, ama her yerde her zaman okuyabileceğin kitabı burada okuması bizim acayibimize gider. Ama demek ki okumak gezmenin görmenin yanı sıra daha da önemli olduğu meydana çıkıyor. Çünkü gezeceği yerlerin bilgilerini de kitaptan okuyarak pekiştirmiş oluyor. Okuyan, düşünen memleketlerin, ülkelerin insanları hep ileri düzeydedir ve kalkınmışlardır. Geniş amaçlı düşünmüşlerdir. Kulaktan dolma laflarla, dedikodularla bir yere varmamışlar, okuyarak bilgiler edinerek yol almışlar, kalkınmışlar, ilerlemişlerdir. Bir milletin yükselmesi okumakla olmaktadır. Bir ülkenin gelişmesi, kültürlü olması okumakla olmaktadır. Mart Ayı’nın son haftası kütüphaneler haftası olarak kutlanmaktadır. Hayatımızda bir kez de

olsa kütüphanelere uğrayalım. O kitap kokusunu içimize çekelim. Bir kez de olsa kütüphanelere üye olup kütüphanelerden kitap alarak okumaya çalışalım. Evimize günlük gazete alalım. Ayda bir dergi girsin evimize, ayda bir iki kitap girsin ve evimizde okunsun. Çocuklarımıza kötü alışkanlıklarla örnek olmaktansa güzel okuma alışkanlıklarıyla örnek olalım. Kütüphaneler Haftası nedeniyle okuyanların ve kitap sevdalıların kütüphaneler haftasını kutlarım. Şu atasözünü hiçbir zaman unutmayalım. Bir topluluk da insan giyim kuşamı ile karşılanır ve bilgisi ile uğurlanır.” Herkesin okuması dileğimle..