Denizli
25 Nisan, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.44
  • EURO
    35.05
  • ALTIN
    2347.7
  • BIST
    9003.22
  • BTC
    69462.36$

Önce Sağlık

25 Mart 2020, Çarşamba 17:10
Önce Sağlık

Hiç ummadığımız anda, birdenbire hayatımıza giren virüs ve etkisi ilk değil, son da olmayacak. Çünkü insanlık olarak insanca yaşamayı beceremiyoruz. Kendimiz dışındaki canlılara canlı değilmiş gibi davranıyoruz.

Böylesi büyük bir farkındalık deneyiminden sonra illaki ders almalıyız. Dünya olarak ders almalı ve ona göre eylemler geliştirmeliyiz.

           Ama bu virüs küreselleşen dünyanın aslında ulus-devletlerden oluştuğunu ve her ulus devletin öncelikle kendi içsel gücü ile bu virüsle savaşması gerektiğini gösterdi.

O zaman ülke olarak yapmamız gerekenler için bir liste hazırlamalıyız. Listenin başında elbette önce sağlık olacak.

          Öncelikle Umreden ve yurtdışından gelen kişilerin izolasyonu tam ve kayırmasız yapılmalı.

Virüsün kontrol altına alınamaması konusunda 65 yaş üstü, yaş almış kişilerin dışarı çıkmalarını ve durumun müsebbibi onlarmış algısına son verilmeli. Çünkü gerçekçi ve akılcı değil. Canın yaşı olmaz.

Enfekte olan kişi sayısı, test yapılan kişi sayısı, vaka sayısı, yaşamını yitiren kişiler vs. tüm veriler yetkililerin elinde ( biz açık seçik olarak bu bilgilere sahip değiliz ).

Ellerindeki veriler ışığında, ne kadar süre içerisinde virüs kontrol altına alınacaksa o kadar sürelik genel sokağa çıkma yasağı ilan edilmesi konusunda Türk Tabipler Birliğinin görüşü alınmalı.

Tüm sağlık emekçilerinin hakları yasal olarak teslim edilmeli, iyileştirilmeler yapılmalı.

Önce sağlık olduğuna göre, Cumhuriyet’in ilk yıllarında kurulan ve 2011 yılında kapatılan Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü gibi halk sağlığını ön plana alan, hastalık ve aşılar konusunda çalışmalar yapan bilim enstitüleri açmalı ve ivedi çalışmalara başlamalı. Bu fikirler yeni değil, Amerika’yı yeniden keşfetmiyoruz, Atatürk ve ekibi yapmış zaten, doğru yapılanlara geri dönülmeli.

TÜBİTAK kendini yenilemeli, led ışıklı ekmeklik gibi ‘’çılgın’’ projelere değil, şeker hastalarının iyileşmeyen yaraları için yara bandı gibi gerçek projelere öncelik vermeli, ar-ge konusunda çağın önünde gitmek için bilim insanlarına ve gençlere özel değer vermeli.

Sağlık güvencesi konusunda hiç kimse mağdur edilmemeli, herkese eşit ve nitelikli sağlık hizmeti sunulmalı. Buna uygun sağlık politikaları hayata geçirilmeli. Hasta garantili özel hastanelerde, sağlığını yitiren insanların meta değil, can olduğu unutulmamalı.

Sağlığın temeli, sağlıklı gıda olduğuna göre, genetiği değiştirilmemiş gıdalar halka sunulmalı. Bunun için de ulusal tarım politikası oluşturulmalı ve hibrit tohum değil, atalık tohumların üretilip, çoğaltıldığı merkezler kurulmalı.

 Çiftçiye ekip-biçmesi, tarım yapması için destekleyici ve özendirici her türlü devlet teşviki sağlanmalı.

Yaşamın özü olan su konusunda acil komisyonlar kurulmalı. Su fakiri olma yolunda hızla ilerlediğimiz dönemde ivedi önlemler alınmalı.

HES’ler yeniden düzenlenmeli, mevcut su kaynaklarımız korumaya alınmalı, su sirkülasyonunda çok önemli görevleri olan ağaçlara özen gösterilmeli, her vatandaşa belli sayıda fidan dikme görevi verilmeli ve bu görevin ifası takip edilmeli.

Bireysel su tüketiminde aşırı özenli ve bilinçli davranılmalı.

Oturup, ah-vah etmenin bir faydası yok, hükümet eliyle devletin yapacaklarının yanında herkes bireysel çaba içinde olmalı.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.