3ü
Denizli
29 Mart, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.15
  • EURO
    34.88
  • ALTIN
    2246.4
  • BIST
    9140.7
  • BTC
    66452.8$

Tohumda Sorun Yok

02 Haziran 2021, Çarşamba 17:02
Tohumda Sorun Yok

Merhaba sevgili okurlar, bu yazıda sizlerle ülkenin en büyük sorunlarından biri olan tarımı ele alacakmış gibi bir başlık ile başladığımın farkındayım. Biliyorsunuz ki yaşamın içindeki çoğu süreç aslında doğru bakıldığında bizlere binlerce yeni fikir ve umut vaad ediyor. Hız kesmeden yazıma devam ediyor ve sizleri birkaç konu ile beyin fırtınasına davet ediyorum, haydi başlayalım.

Anlatmış olduğum konuları düşünmek için bir bahçıvan olmanıza gerek yok. Sadece düşünün. Akdeniz iklimi ve toprağına uygun bir tohumu ortadoğunun kurak ikliminde ektiğinizi ve bunu defalarca yaptığınızda bir türlü sonuçalamadğınızı veya tropikal bir meyvenin çekirdeğini yine ona uygun olmayan bir iklimde yetiştirmeye çalıştığınızı zihninizde canlandırın. Bir bahçıvan olmasanız bile iki defa denemeden sonra bunun uygun bir tarım şekli olmadığını fark etmemeniz mümkün olmazdı değil mi? Aramızda hiç toprak ile işi olmamış arkadaşlarımız bile bunun bir deneme yanılma yönü ile doğru bir tarım olmadığını anlayabilir.

Peki sizce toprak mı suçlu?

Ege yöresinde bir köyde tarladaki teyzenin verdiği cevap kadar basit aslında bazı gerçekler.

-Teyzecim ne ekiyorsunuz?

-Buralarda tütün yetişir başka mahsul çıkmaz.

dediğini duyar gibi olduk dimi? Ya da bunu kendi yaşam alanlarınızda ki teyze ve amcalar ile yaptığınız sohbetlerden saptayabilirsiniz.

Peki, nedir bu basit gerçek?

Toprağın suçlu olmadığını anladık, iklimde de bir sorun yok gibi. Yetiştirme tarzımızda bir sorun var mı acaba? Olabilme ihtimali tabi ki var ama öncelikli yanlış, bahçıvanın seçimlerinde olmalı değil mi? Peki siz bu olayda tohumu suçlarmıydınız? Tohumun bir suçu yok ait olduğu topraklarda ve iklimde gayet filizlenebiliyor.

Peki, tohumların bir suçu yok ise yetiştiriğimizçocukları, torunları ya da kendimizi inatçı bir bahçıvan gibi ait olmadığımız toprağa ve iklime adapte etmeye çalışıyoruz. Neden bütün tohumları aynı sınavlara sokuyor ve aynı süreçlerde yüksek performans göstermesini bekliyoruz? Peki kim bu inatçı bahçıvanlar?

Kimi zaman siz, aileniz ve çevreniz olabiliyor. Ve önce tohumu tanımanın gerekliliğini unutan insanlara kendimizi sürekli olarak eleştirilmeye ve yönlendirilmeye açık bırakıyoruz. Bazı zamanlarda bunu biz insanlara yapıyoruz.Bunları konuşunca aklıma Ünlüfizikçi A.Einstein bir sözü geliyor; '' Bir balığı ağaca tırmanma yeteneğine göre yargılarsanız. Ömrünün geri kalanında kendinin gerizekalı olduğunu düşünecektir.''  bu sözü daha önceden duymamış olsanız bile,  aslında aynı anlamı o tarladaki teyzenin söylediklerindençıkarabiliriz doğru bakış açısı ile. Ünlü bir fizikçi olmaya gerek yok doğru perspektife sahip bir bahçıvan olsak bile bu ülkenin kendimizin ve geleceğin tohumlarını doğru değerlendirebiliriz. Tohumda bir sorun yok ise kendimizi tanımalı ve bir kaç yerde filizlenmedik diye kendimize küsmemeliyiz. Aynı şekilde üstünde etkinizin olduğu bireylerinde kendilerine küsmesine engel olmalısınız.

Önce ilk tohumu yani kendinizi tanımalısınız. Kendini tanımayı başarmış bir insan başkalrınıda tanıma yolunda olumlu süreçler izler. Sizi hiç tanımayan insanların sizleri sınadığı, zorla dahil ettiği sınavlarda, eylemlerde  ve ortamlarda bulunmamalı ya da bu durumlarda yaşadınız başarısızlıklar ve kötü eleştiriler için tohuma küsmemelisiniz.

Tüm bunları kafanızda bitirip doğru bakış açısını yakaladıktan sonra eşinizi, çocuğunuzu ya da arkadaşınızı bir konuda yönlendirmek için kolları sıvadığınızda ona olan en büyük desteğinizin öncelikle tohumu yani onu tanımaya çalışmak olduğunu bu yazıdan değil A.Einstein da değil tarladaki Fatma teyzeden hatırlamayı unutmayın...

Geçmişte size olanları düşünmekçamurdan kurtulmak için yuvarlanmaya benzer, battıkça batarsınız. Üst neslin size neler yaptığını kendilerinin ne seviyede farkındalık sahibi olduğunu düşünmeyi eleştirmeyi bırakın. Üst nesilden sorumlu değilsiniz. Siz kendinizden ve alt nesillerinizden sorumlusunuz. Sizi inatçı bir bahçıvan gibi davranan insanlardan uzak durup kendinizde inatçı bir bahçıvan olmayı bırakmalısınız.

Her şey mümkündür bu hayatta lakin söz konusu yaşamak ve yaşatmak ise. Huzurlu bir hayat yaşamayı, yaşatmayı ve bu gelip geçici dünyada herkesin farklı bir misyonu olduğunu unutmamayı prensip haline getirmelisiniz. Bilinmezlik en büyük düşmandır. Kendinizi tanıyın çünkü bilmediğiniz tanımadığınız bir düşmanı sadece şans eseri yenebilirsiniz.

Peki hiç mi yetişmiyor o tarlada domates? Yetişir muhakkak, Yetişmez olur mu hiç? Lakin zorla yetiştirdiğiniz domatesler, sadece domatese benzer.

O tohum bir kere küsünce toprağa, istediğiniz tadı asla alamazsınız...

 

Saygı ve Sevgilerle...

 

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.