Türkçemize sahip çıkıyor muyuz?

O halkın valisiydi, o halkın içinden birisiydi, o örf , adet ve geleneklerimizi yaşatan ve yaşayan birisiydi. 1999 yılında Denizli’mize vali olarak atandığında o kadar çok sevmiştik ki biz onu, halkın yanındaydı, halkın valisi değil, halkın kendisiydi Recep YAZICIOĞLU, Hatırlayanlar vardır aramızda mutlaka, Pamukkale festivali yapmıştı, dünya mirası Pamukkale’inin tanıtımını yapmak Denizli’nin güzelliklerini tanıtmaktı festivalin amacı, işte o etkinlikler arasında Yatağan’ımızı da ziyaret etmiş Yatağan kasabasının el sanatları ustalığına hayran kalmıştı. Dönemin belediye başkanı sayın Tuncer Tunçbilek ile  gençlik meclisi başkanı olarak bende vardım karşılayanlar atasında, Yatağan el ürünlerini ulusal basın İle gezdikten sonra bir süre sohbet ettik ve aynı otobüsle yan yana yolculuk etme imkanımız olmuştu,  yolculuk boyunca siyasi bürokrasi sohbetimiz oldu. Arada anlattığı fıkralar İle hepimizi güldürmüştü. 

Maalesef Ankara yolunda 8 Eylül 2003 yılında trafik kazasında kaybettik. 

Ankara yoluna çıkmadan 4 gün önce Denizli’de Türkçe tabela dışında tüm  tabelaların yasaklandığı iş yeri açmak isteyenlerin ise iş yerlerinin ismini Türkçe haricinde koymaları durumunda açma ruhsatı verilmeyeceğini duyurmuştu. 

Peki yapabildik mi ? 

Yoksa trafik kazasına dilimiz kurban mı gitti?

Sayın valimizin vefatından sonra çokta üstünde durulmadı. 2. Bir atak ise 2007 yılında geldi. 2007 yılı Denizli belediye meclisi son toplantısında dönemin Ak parti Meclis üyesi Osman ZOLAN, CHP üyesi Zafer GÖNENÇ ve DYP üyesi Ümit BAHTİYAR ilan reklam yönetmenliğinde Türkçe isim kullanılmasının zorunlu hale getirilmesi için önerge verdi. Gerekçeleri ise kültür ve dil erozyonu yaşandığıydı. 

Peki yapabildik mi ? 

Yoksa erozyona kurban mı gitti ?

Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan “ Yunus Emre’nin 700. Vefat yılına istinaden “ Dünya dili Türkçe “ adıyla bir seferberlik ilan ediyoruz diyerek Türkçemizin vurgusuna sahip çıkılmasına işaret etti.

Türkçeyi bilmeyen ya da çat-pat konuşmaya çalışan insanları ekran karşısında yarışma programlarında ve dizilerde rol model yapıp çocukların diline empoze edersek bunu nasıl başarırız yada başaracağız ?

Türkçe dışında isimler verilerek açılan berber, kafe eğlence mekanları vb izin vererek bunun yaygınlaşmasını sağlayarak nasıl dünya dili olmasını başarırız yada başaracağız? 

Evet sonuna kadar katılıyorum Türkçemiz dünya dili olmalıdır. Bu uğurda belediyeler , öğretim kurumları , yazılı ve görsel basın elinden geleni hatta daha fazlasını yapmalıdır.

Yoksa gelecekte erozyonuna uğramış içine biraz İngilizce, biraz Arapça, biraz Almanca serpilmiş bir dil görmek yüreğimizi sızlatır.

» Milli his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Dilin milli ve zengin olması, milli hissin gelişmesinde başlıca etkendir. Türk dili, dillerin en zenginlerindendir. Yeter ki, bu dil şuurla işlensin. Ülkesini, yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır. “( M. Kemal ATATÜRK )