GEÇ DOĞAN GÜNEŞ

Öncelikle, birkaç gün sonra kutlanacak olan 8 Mart Dünya Kadınlar günü olması sebebiyle bu yazımı onlara da armağan ediyor ve kadınlar gününü kutluyorum. Çünkü Geç Doğan Güneş romanım da bir köy ebesini anlattığım için doğal olarak kadınlar günüyle ilgili bir çalışmaya destek mahiyetinde olmuş bir yazı ortaya çıkmış oldu.

Geç Doğan Güneş, benim yazmış olduğum altı kitabımdan ikincisi olan bir roman. Geçen haftalarda 01.03 2017 günü, Denizli Büyük Şehir Belediyesinin bir basın toplantısıyla tanıtımını yaptığı şimdiye kadar yayınladığı 111 eserden bir tanesi. Denizli Büyükşehir Belediyesi 2016 yılında ikinci baskısını basarak 2017 yılında okuyuculara sunmuş oldu.

Öncelikle diğer 111 adet kitaplarda olduğu gibi; benim, Geç Doğan Güneş romanımı yayınlayan, Başta Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan’a, Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı Hüdaverdi Otaklı’ya, Genel koordinatör Belediye Başkan Yardımcısı Mustafa Gökoğlan’a, Kitabın editörlüğünü yapan İbrahim İmamoğlu’na sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.

Geç Doğan Güneş romanının ilk baskısı kendi imkânlarımla 2004 tarihinde okuyucularla buluşturulmuştu. Bu arada Kitabımın kahramanı (Fatma Zekiye Oflar) 97 yaşında hala sağlıklı bir şekilde yaşamaktadır.

Geç Doğan Güneş; genç yaşta devlet memurluğuna girmiş, 1950’li yıllarında, köy yerlerinde mesleğini zor şartlar altında, özverili ve heyecanlı bir şekilde yerine getirme çabası içinde olan bir köy ebesinin hayatını konu alan biyografik bir roman çalışmasıdır.

Bu kitabımda vermek istediğim mesaj, bir köy ebesinin zor şartlar altında görev yapmasının yanı sıra, okumamanın eğitim ve öğretimde yoksun kalmanın, daha doğrusu; bilgililikle bilgisizlik arasında ki uçurumun meydana geldiği bu alanda batıl inançların yanı sıra başka inanç ve kültürün ortaya çıkması ve yaşamın ve yaşantının içerisine girmesine neden olduğu görülmektedir.

Diğer taraftan ise kız çocuklarının mutlaka ama mutlaka okutulması, erken yaşta eğitimsiz ve maddi özgürlüğü olmadan evlendirmenin bireye ve topluma getireceği zararları anlatmaya çalışarak okumanın ve eğitimin ne kadar önemli olduğunu ispatlamaktır.

Bu nedenle romanımın konusu, okumanın önemini ve cahil kalmanın köy yerinde ki yaşam tarzını nasıl etkilediğini gözler önüne sermektedir. Bunun yanı sıra kadınlara yönelik şiddetlerin ve cinayetlerin arttığı şu dönemde kadınların eşlerine maddi yönden bağlı kalmayıp, onların da okuyarak ve bir meslek sahibi olarak maddi özgürlüklerine kavuşmaları ve kendi ayakları üzerinde durarak kendi kendilerine yetebileceklerini ispatlamaları bu kitabın konusuyla örnek olabilecektir.

Okuyuculara örnek teşkil edebilirsek toplumdaki kanayan bu yaraya bir nebzede olsa parmak basmış olacağımı düşünüyorum.

Kitaptan edinmek isteyen okuyucularım Denizli Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşleri Daire Başkanlığından ücretsiz olarak temin edebilirler.