Denizli'de Okul Ders Kitabında Skandal

5 Temmuz darbe girişimin ardından binlerce öğretmenin görevden alındığı Milli Eğitimde sıkıntılar bitmiyor. FETÖ ile bağlantısı olduğu için daha önce kitapları basan yayınevleri ile çalışmayı durduran Milli Eğitim Bakanlığı, 2 ay sonra kitapları dağıtmaya başladı. Bakanlık kitapları dağıtmaya başladı ama şimdi de bir skandal ortaya çıktı. Eğitim İş Denizli Şube Başkanı Kadem Özbay, 6.sınıf Türkçe kitabının 21. sayfasında Pensilvanya’ya gönderilen mesaj fark edilince apar topar öğrenci ve velilere hiçbir açıklama yapmadan kitap toplatıldığını açıkladı. 15 Temmuz’un mimarı olan FETÖ lideri Fethullah Gülen’e gönderilen mesajın nasıl fark edilmediğini soran Özbay, sorumluların hesap vermesini istedi.

KİTAPLARI BASAN DA FETÖ’CÜ ÇIKTI

Konuyu yazılı bir açıklama ile duyuran Özbay; “Bugün itibarıyla okullarımız açılalı 2 ay olmasına rağmen öğrencilerimiz; sıralarında kitaplarını, okullarında da öğretmenlerinin bir kısmını bulamamıştır. Öğrencilerimiz kitaplarının neden olmadığı ve öğretmenlerine ne olduğuyla ilgili sorular net cevaplar beklerken; MEB kitapların olmamasıyla ilgili ilginç bir açıklama yaparak yeni bir skandala imza atmıştır. Kitapları hazırlayanların ve MEB içerisindeki görevlilerin FETÖ cemaati ile bağlantılı olduğunu, o nedenle kitapların yeniden basılacağını ve bazı yayınların yasaklandığını, kesinlikle kullanılmaması gerektiğini ifade etmiştir. MEB tarafından onaylanarak yıllardır basılan ve bugün toplatılan ve tekrar basılması gereken kitapların devlete maliyeti onlarca okul ve yüzlerce öğretmen demektir. Bunun sorumluları hesap vermeyecek midir? 15 Temmuz darbe girişimi arkasında bıraktığı birçok soru ile Türkiye Cumhuriyeti tarihinde önemli olaylardan biri olarak kayda geçmiştir. Yaşanan bu acı olaydan sonra, FETÖ cemaati ile bağlantılı kişilerle ilgili devletin her kademesinde ve toplumun her kesiminde yoğun ve ciddi bir mücadele yürütüleceği söylenmiştir. Bu mücadele yürütülürken maalesef evrensel hukuk kurallarının göz ardı edildiği, suçun ve cezanın şahsiliği ilkesinin yok sayıldığı da görülmektedir. Birçok kişinin savunması bile alınmazken, açıkta olanların geleceği ile ilgili belirsizlikler de devam etmektedir. Hatta hiç bir cemaatle uzaktan yakından bağlantısı olmayan birçok öğretmenimiz de sosyal medyada paylaştıkları ya da bazı bağlantıları sebebiyle FETÖ cemaati ile ilişkilendirilmiş ve görevlerinden uzaklaştırılmıştır. Esasında bugün FETÖ ile mücadele ettiğini söyleyenlerin büyük bir çoğunluğu da dün önünde diz çökenlerden oluşmaktadır. Üst düzey görevlerde ve siyasetin içerisinde bulunanların bunun için aynaya bakması ve dürüst olması yeterli olacaktır." dedi.

"SKANDAL ÜSTÜNE SKANDAL"

Özbay; "Biliyoruz ki son 15 yılda laik ve bilimsel eğitime vurulan darbeler azımsanmayacak boyuttadır. Özellikle 4+4+4 ile başlayan demokratik, laik ve bilimsel eğitimi yok etme çabaları, nerdeyse tüm okulların imam hatipleştirilmesi, proje okulları ve imam hatip lisesi sosyal bilimler - imam hatip fen lisesi uygulamaları ile devam etmektedir. Yılardır cemaate bile bile ödün verenler, bugünü kurtaralım yarına sonra bakarız diyenler, sahte kahramanları ders kitaplarına kadar soktular. Dini siyasi çıkarları için kullananların referans alındığı kitaplar bu yıl da okullarımız da dağıtıldı. Cumhuriyetin kuruluş felsefesini unutturmak, yok etmek için bu sefer de 6. Sınıf Türkçe ders kitabında çocuklarımıza sahte yazarların uydurma hikayeleri anlatılmıştır. Dörtel yayınlarının 21. ve 22. sayfalarındaki uyduruk hikaye içeriği ve alıntılandığı kaynak bakımından tam bir ucubedir. Ulusal değerlerimize ait, halkın sevgi ve saygısını kazanmış onlarca aydın, yazar, sanatçı, bilim adamı varken bu yapılanın tek amacı olduğunu göstermektedir. O da laik bilimsel demokratik eğitimi yok etmektir. Sözüm ona okuma parçası ile FETÖ övülürken son paragraf çıkarılarak ‘PARDON’ denmiştir. Sorumluktan kurtulmak için ne yapılmıştır? Bir çok kişi somut delillere ihtiyaç duymadan ve savunma hakkı gasp edilerek görevden atılıp açığa alınırken, aynı yayınevi tarafından basılıp okullarda dağıtılan bu kitap hiç bir açıklama yapılmadan toplatılmış ve sadece 22. sayfadaki metnin son paragrafı değiştirilerek öğrencilere tekrar dağıtımı yapılmıştır. Bu durum sadece bizlerin değil öğrencilerin de gözünden kaçmamıştır. ‘Pardon’ diyenler kitap basmaya, kazanç elde etmeye; “Kandırıldık” diyenler siyaset yapmaya devam ettiğini görüyorken savunma hakkı bile verilmeden görevden atılan ya da açıkta bekleyen birçok kişinin ve ailelerinin geleceği ne olacak sorusunu sormadan yapamıyoruz.

"ŞİMDİ YETKİLİLERE SORUYORUZ"

Bir hafta içerisinde aynı yayın evinin bastığı iki kitabı dağıtan ve hiçbir açıklama yapmayan Milli Eğitim yetkilileri pardon mu demektedir? ‘Pardon’ diyenler sorumluktan muaf mıdır? Kimlerin kandırılma, hata yapma ya da ‘Pardon’ deme hakkı vardır? Yıllardır kitaplarımızın içerisine yerleştirilen bilimsellikten uzak ifadeleri ve kendilerine göre nesil yetiştirme derdine düşmüş kişilerin yaptıklarının hesabı sorulmayacak mıdır? Çocuklarımızın demokratik, bilimsel, laik, çağdaş, parasız ve ulusal eğitim hakkını gasp edenlerden hesap sorulmayacak mıdır? Öncelikli amacı kendini kurtarmak olan MEB yöneticileri, bu kitabın 2016 tarihinde basımına ve dağıtımına izin veren TTK üyeleri ve ilimizde dağıtılmasından sorumlu yetkililer nerededir? Neden konuyla ilgili bir açıklama yapmaktan kaçınıyorlar ya da açıklama yapma gereği duymuyorlar? Dün alınları birlikte secdeye gittiği için övündüklerini, bugün hiç tanımıyormuş gibi yapanlar, bugünleri kendileri için fırsata çevirerek kendileri gibi düşünmeyenlere, cemaatçi veya terörist diyerek çamur atmakta, esasında suyu bulandırıp gerçek failleri gizlemektedir. Bugün ülkemizin içerisinde bulunduğu durumdan kendine vazife edinen art niyetli kişilerin; kurulduğundan bu Yana bilimsel ve laik eğitim mücadelesi veren Eğitimİş gibi, cumhuriyetle birlikte kurulan ve yıllardır bu ülkede yayın yapan Cumhuriyet Gazetesi gibi, kısacası muhalif olduğu bilinen tüm seslere, bedeli ne olursa olsun aydınlanmadan yana tavır alan ilerici güçlere az ya da çok cemaatçi çamurunu bulaştırmaya çalışanlara bir sözümüz var: AYNAYA BAKIN!

BİZLER; Her koşulda geleceğimiz olan çocuklarımızdan, laik ve bilimsel eğitimden, demokratik, çağdaş ve tam bağımsız Türkiye’den yana sürdürdüğümüz mücadelemize devam edeceğiz” açıklamasını yaptı.