Denizlili kadınlar Şebnem için haykırdı!

Şebnem Şirin geçtiğimiz hafta ayrılmak istediği sevgilisi tarafından vahşice katledilmişti. Cinayetin ardından Türkiye’nin dört bir yanından sesler yükselmiş, özellikle Denizlili kadınlar olaya büyük tepki göstermişti. Bu bağlamda Makine Mühendisleri Odası’nda bir basın açıklaması yapan Denizli Kadın Platformu, Şebnem Şirin için bir araya geldi. Platform adına açıklamayı yapan Ayşegül Odabaşıoğlu, “Bugün Şebnemiz. Dünlerimiz var bir de bizim onları unuttuk mu? Bunlar sadece Denizli’de. Cennet Tuğba Tokbaş, Aleyna Yurtkölesi, Türkay İsoyava, Meral Sivrikaya, Hafize Kurban, Deniz Dal, Sevil Özel, Fatma Kovan, Hatice Batmaz. Hepsinin hikâyesi aynı! Sırf hayır dediği için, boşandığı, ayrıldığı veya hiç birlikte olmak istemediği için katledildiler” dedi.

“Katilin en ağır cezayı almasını istiyoruz”
Şebnem’in katilinin en ağır cezayı almasını istediklerini dile getiren Odabaşıoğlu, “Şebnem’imimiz vahşice katledildi. Ciğerimiz yandı. Hayatının baharında zararsız bir insanın cinsel istismar, gasp, trafik güvenliğini tehlikeye sokma gibi suçlardan 6 ayrı kaydı olan bir katil tarafından katledildi. Bir bireyin yaşam hakkını alan bu katilin en ağır cezayı almasını istiyoruz. Boşanan kadınları sapkın hayatlar yaşamakla suçlayanlar, boşanmalarını ne pahasına olursa olsun engellemek için mecliste komisyonlar kuranlara sesleniyoruz. Aileleri parçalatmayacağız diye dört bir yerden açıklamalar yapanlara da sesleniyoruz. Nafakayı kaldırmak için yasa hazırlıkları yapanlar, şiddete ilişkin koruma kararları almamızı sağlayan 6284 sayılı yasayı kaldırmak isteyenler, İstanbul Sözleşmesi’nden devletin imzasını çekenler, öldüreni değil, öleni suçlayanlar, katilleri, yargılamadan, hak ettikleri en ağır cezaları vermeden, toplum içine bırakanlar, katledilen kız kardeşlerimizin cinayetlerinin sorumlusudur” şeklinde konuştu. 

“Kadına yönelik şiddete teşvik ettiniz”
İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmekle kadına yönelik şiddetin önünün açıldığını ifade eden Odabaşıoğlu, ”Haftalardır, aylardır, yıllardır "yasalar etkili uygulanmıyor, erkek şiddetine karşı acil önlem planı yapılmalı" diyoruz. Ancak tüm bu çağrılarımıza kulak tıkayan sizler; bizim için hayati öneme sahip İstanbul Sözleşmesi’ni kaldırdınız. Oysa İstanbul Sözleşmesi, hukuki güvencemizdi. İstanbul Sözleşmesini hedef alıp sözleşmeden çekilmeniz ile kadına yönelik şiddete teşvik ettiniz. Biz kadınların susmaya, itaat etmeye, birbirimizi yalnız bırakmaya, şiddetle yaşamaya ya da canımızdan olmaya hiç niyetimiz yok. Bilin istiyoruz; biz yasta değil, isyandayız. Memleketimizdeki tüm kadın düşmanları ile yaşamak için savaşacağız. Örgütlenerek, birbirimize kenetlenerek, yaşamı elinden alınmış katledilmiş kız kardeşlerimizin gülüşünü yüzümüze yerleştirerek mücadele edeceğiz. Kadınların kanı ile yazılmış ve kazanılmış hiçbir hakkımızdan bizi mahrum bırakamayacaksınız.  Cumhuriyetle kazandığımız haklarımızı kısıtlayan zihniyete, birlikte karşı koyacağız. Cumhuriyet bir kadın devrimidir, İstanbul Sözleşmesi’ni tartışmaya açmak Cumhuriyet değerlerini tartışmaya açmaktır. Hangi görüşten, düşünceden, etnik kimlikten, kültürden olursa olsun toplumun her kesiminden kadınların yaşaması, söz sahibi olması için mücadele etmeye devam edeceğiz. Biz kadınlar isyanımızla büyüyüp, kararlılığımızla kazanacağız. Kadın gülüşlerimizi esir almanıza izin vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı. 

“Hepinizden hesap soracağız”
Kadınların hayatının siyasi çıkar malzemesi yapılamayacağını söyleyen Odabaşıoğlu, “Biz; kadınız, varız,  eşitiz, haklarımızın bilincindeyiz. Biz kadınız, direnişin ta kendisiyiz, yineliyoruz; Kadın örgütlerini ve İstanbul Sözleşmesi’ni bitirenler, öldürülen tüm kadınların katilidir. Kadınların hayatını kendi siyasi çıkarlarınız için malzeme yapamazsınız. Hayatımız sizin oyuncağınız değil. Hepinizden hesap soracağız. Kadınların 'ölmek istemiyorum', 'ölmeden koruyun beni', 'beni öldürdükten sonra mı tutuklayacaksınız' çığlıklarının yükselmediği bir hayatı kuracağız. Yan yana gelerek, dayanışarak, yılmayarak, mücadele ederek kazanacağız. Hiçbir kadının saçının teli zarar görmeyene kadar, tam eşitlik sağlanana kadar meydanlarda olmaya devam edeceğiz. Yaşasın kadınlar. Yaşasın mücadelemiz” diyerek sözlerini noktaladı.