Denizli
29 Nisan, 2024, Pazartesi
  • DOLAR
    32.44
  • EURO
    35.05
  • ALTIN
    2347.7
  • BIST
    9003.22
  • BTC
    69462.36$

Hatıralarda kalanlar

Hatıralarda kalanlar
Kurban bayramı, hayırlısıyla geldi geçti. Yüce yaradan, sağlıklı, sıhhatli gelecek bayramları tüm Müslüman kardeşlerime nasip etsin.

Kurban bayramına birkaç gün kala, kurbanımızı köyde kesmek, baba ocağının kapısını açmak, şimdiye kadar zaman ayıramadığım köyümde, köy evimde birkaç gün kalmak adına çocuklarımı da yanıma alarak ailecek köyün yolunu tuttuk.

Evimize vardığımızda, nede olsa içime bir gariplik ve burukluk çöktü. Çünkü anam, babam dünyadan geçtikten sonra, bizlerin ne yolunu gözleyen, ne kapılarda karşılayan oluyor, ne de “yavrularım gelmiş” diye uzaktan kollarını açarak koşturup gelen anacığım yok artık.

Açtık evimizin kapısını, sessiz sakin biraz buruk yerleştik evimize. Çıktım bahçeye etrafa bakındım dolu dolu gözlerle. Bedenen bu günlerde olsam da, gönlüm eskilere gitti biran. Avluda traktörün römorku, batözü, tarım aletleri sanki dünyalarına küsmüş bir halde yıpranmış vaziyette duruyorlardı. Kapalı mekânlarda bir yanda traktör, besihaneler. Her biri hayatına küsmüş vaziyet almışlardı.

Bir zamanlar her yer cıvıl cıvıldı. Besihanelerde koyunlar, kuzular yayılımdan gelir, ağızları burcu burcu kekik kokardı. Bu kekik kokusu onların ürettikleri yoğurda, süte, peynire de geçerdi. Sütün, yoğurdun, peynirin hattı hesabı yoktu. Hepsi doğal, hepsi kıymetli anacığımın ellerinden geçer, doğal olarak ihtiyaçlarımızı fazlasıyla karşıladıktan sonra eşle dostla da paylaştıklarımız olurdu. Avluda dolaşan başıboş tavukların, hindilerin doğal yumurtaları olurdu.

Zaman, zaman tereyağından, peynirden bıkar arayış içerisine girerdim. Rahmetli anacığıma peynir suyundan lor yaptırırdım. Kurban zamanında yetiştirdiğimiz, kurbanlık kuzuları, koçları pazarlardı babam. Elimize ve evimize toptan para geçerdi. Çok iyi hatırlıyorum; kurbanlık satımı yıllarca devam etti. Benim memuriyet zamanımda Denizli’ye kurban pazarına köylülerle, kurbanlık kuzuları getirirler, çadırlar kurarlar, gece gündüz günlerce pazarlarda kaldıkları olurdu. Zaman, zaman eşim ve çocuklarımla bizlerde, akşamları çay demler, yemek hazırlar köylüleri ve babamın ziyaretine gider onlarla hasret giderirdik.

Gün oldu, devran döndü. Gör geç dünyasının yeline bizlerde kapıldık. Artık anam, babam dünyadan göçüp gittiler genç yaşta birer birer. Eski günler mazide kaldı. Artık yoğurdumuzu, peynirimizi bizlerde başkaları gibi marketlerden alıyoruz. Ne yediğimizin ve bizlere ne yedirdiklerinin farkına bile varmadan

Eski kalite ve tat olmadığını bile bile yiyoruz artık. Kurbanlıklarımızı da eşten, dosttan ediniyoruz. Kaç para derlerse, pazarlık yapmadan işimizin görüldüğüne bakıyoruz artık. Şimdi bu işleri köyde duranlarda gelir olsun gibilerinden köy yerinde yapıyorlar ama koyun üretmenin, kurbanlık beslemenin önceki yıllarda olduğu gibi iştahlı bir şekilde, bu benim ekmek kapım diye yapan yok artık. Köylünün çoğu da peynirini, yağını, kurbanlığını şehir yerinde oturanlar gibi dışardan üreticilerden temin etmekteler.

Yalnız benim çocukluluğumdaki üretim hayallerde ve hatıralarda kaldı artık ve hayallerde yaşayacak.

Koca bilge, koca şair Yunus Emre’nin söylediği güzel dörtlük gibi

Mal sahibi, mülk sahibi

Hani bunun ilk sahibi

Mal da yalan, mülk de yalan

Gel biraz da sen oyalan

 

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!

Kaynak: denizli24haber


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!