Denizli
07 Mayıs, 2024, Salı
  • DOLAR
    32.44
  • EURO
    35.05
  • ALTIN
    2347.7
  • BIST
    9003.22
  • BTC
    69462.36$

Ünlü Köşe Yazarı Hıncal Uluç Denizli’deki Asırlık Geleneği Köşesine Taşıdı

Ünlü Köşe Yazarı Hıncal Uluç Denizli’deki Asırlık Geleneği Köşesine Taşıdı
Ünlü köşe yazarı Hıncal Uluç Yatağan'daki asırlık gelenek olan “Çörek Derme” etkinliğini köşesine taşıdı.

Denizli’ni Serinhisar ilçene bağlı Yatağan Mahallesi’nde bayram öncesi çocukların topladığı ve Çörek derme adı verilen asırlık gelenek bu yıl Yatağan Gönül Birliği Platformu tarafından yapıldı. Birçok ünlünün destek verdiği etkilin ünlü köşe yazarı Hıncal Uluç tarafından Yüz yıllık “Çörek Derme”  geleneği!...” başlığı ile köşesine taşındı. Uluç yapılan etkinlikten övgü ile bahsederken Yatağan Gönül Birliği Platformu yaptığı çalışmalara yer verdi.

ermek", toplamak anlamına gelir Anadolu'da..
Şiirlerde, şarkılarda çok geçer.. Annemize Türkü'de "Gelin çiçek derelim" der Muammer Sun mesela.. Aşık "Saçlarına gül derer" sevdiği kızın.. Çiçek, her türlü çiçek dermeyi çok duydum da, "Çörek derme"yi hiç bilmiyordum..
Onu da Sıtkı Ustam'ın, Çini'nin Picassosu Sıtkı Olçar'ın kızı Nida'nın cebime attığı e-mektuptan öğrendim..
Önce mektubu okuyalım mı?.

Merhaba Hıncal Abicim
Nasılsınız?
Size bugün asırlık bir gelenek olan "
Çörek torbası" gönderdim. Heyecanımıza ortak olmak için lütfen siz de bizim adımıza bir çocuğa hediye edin....
Rahmetli babam Denizli Yatağan'ın fahri hemşehrisiydi biliyorsunuz. Vefatının üzerinden 10 yıl geçmesine rağmen bu bağı kopartmadı Denizlililer. Her yıl festivallerine davet ettiler. Ben de elimden geldiğince Sıtkı Usta'yı temsilen katıldım Yatağan Bıçak Festivali ve Yatağan Spor Gecelerine....
Her etkinlikte babamı coşkuyla andılar yaşattılar, sağ olsunlar, var olsunlar. Yaşatmaya devam da ediyorlar.
Yatağan'da bir "
Sıtkı Olçar Parkı" var üstelik..
Bayram öncesi "
Yatağan Gönül Birliği"nden Fatih Gündüz Bey bir mesaj yolladı bana. "Asırlık geleneğimiz virüse yenilmeyecek yaşatılacak" diyordu.
"
Nedir bu gelenek" diye sordum?
"
Şeker Bayramı'nda çocuklar torbalarını alıp kapı kapı gezerler. Ev sahipleri onlara ufak hediyeler şekerler çikolatalar verir. Onları bu torbada toplarlar, çocuklar" dedi ve ekledi..
"
Bu yıl çocuklar çok üzgün.
Karantina yasağı yüzünden sokağa çıkmaları yasak. Bu nedenle biz bir sürpriz yapacağız. Onlara dolu torbalar dağıtacağız. Asırlık 'Çörek derme' etkinliği böyle yaşatılacak, bu sene.." Ben de çocuklara size de yolladığım "Tohumlu yaşayan kalem"lerden gönderdim, Yatağan'a.. Torbada bir tuzumuz olsun diyerek. Çocuk kalemi bitirdiğinde kalan ucu saksıya dikecek. O uçtaki kapsülün içinde karaçam tohumları var. Onlar yeşerecek..
Yatağan Gönül Birliği Platformu'ndan kimi arabasını verdi, kimi dükkanını açtı, kimi torbaları dikti, el birliğiyle doldurdular torbaları ve ev ev çocuklara dağıttılar..
Tam 1750 evdeki çocukları sevindirdiler..
Ulaşılamayan çocuklar için de halen dağıtım devam ediyor...
"
Çocuklar bu yıl çörek deremeyecek. Biz onlara götürsek" fikrini gerçekleştiren Yatağan Gönül Birliği Platformu 1 torba sizin için, 1 torba da dedesinin adını taşıyan Küçük Sıtkı Olçar için hazırlandı. Afiyetle..
Selamlar Nida Olçar

*

Yatağan Festivaline, Sıtkı Ustam götürmüştü beni.. Sıtkı Usta, o festivalin ağalığını yapardı sık sık..
Bilirim.. Tam bir yerel kültür ve spor şenliğiydi.
Çörek derme ne güzel bir Şeker Bayramı geleneği..
Kendinizi o çocukların yerine koyun.. Karantina yasağı yüzünden evde hapis otururken size bir torba dolusu şeker, kurabiye, çerez, çörek geliyor.. İçinde de iki kalem..

Yaşayın Yatağanlılar.. Yaşayın "Gönül Birliği Platformu"nu kuranlar..
Ben kurşun kalemlerimin bitmesini bekleyemedim. Hemen diktim. Bahçede, oturduğum koltuğun hemen önündeki masanın üzerine koydum saksıyı ki, çimlenmesini, yeşermesini gün gün takip edeyim. 70 yıldır hayatımı kazandığım kalemler de önümde ölümsüzlüğe yürüyecekler.
Daha sonra büyük saksıya alacağım.
Daha sonra da bahçemin derinliklerine, toprağa dikeceğim. 
Karaçam tohumu onlar çünkü.. Ağaç olacaklar, devasa..
Gölgesinde kim bilir kimler oturacak..
Ama çevrecilik de bu değil mi, zaten?.
Daha çocukken anlatmadı mı, babam bana, 
2 bin yıl yaşayan zeytin ağacının ekildikten 25 yıl sonra meyve verdiğini.. Hep babalarımız, dedelerimizin diktiği zeytinleri yemedik mi?
Dünyayı sevmek, doğayı, yeşili sevmek, kendinden çok gelecek nesilleri düşünmek, onlara güzel bir dünya bırakmak değil mi?.
Çocuklar yazabilsin diye, o kalemleri yapmak için kaç ağaç kestik, bu dünyadan?.
Şimdi 
Nida'nın kalemlerinden ağaçlar fışkıracak..
"
Yaşayan Kalem" o demek, işte!.
O ağaçlar, Nida işte, Sıtkı Ustamı yaşatacaklar boy salıp, gölge verdikçe!.
Doğa aşığı Sıtkı Ustam bundan güzel yaşatılabilir miydi?.

HINÇAL ULAÇ'IN SABAH GAZETESİ'NDEKİ KÖŞESİ

 

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!

Kaynak: Sabah


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!