Mehmet Sevindik: Sorun piyasada değil, fiyat beklentilerinde

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) paylaştığı son istatistiklere göre, Türkiye genelinde konut satışları 2024 yılında bir önceki yıla kıyasla yüzde 20,6 artarak 1 milyon 478 bin adede ulaştı. Denizli’de ise aynı yıl 19 bin 286 konut satışıyla tüm zamanların rekoru kırıldı. Özellikle Aralık 2024’te kaydedilen 3 bin 26 satış, 2013’ten bu yana kentte görülen en yüksek aylık performans olarak öne çıktı. 2025 yılında da tablo değişmedi; Ekim ayında 2 bin 103 satışla yılın en hareketli dönemlerinden biri yaşandı.

DENİZLİ’DE SATIŞLAR GÜÇLÜ, ALGI KARANLIK

Kamuoyunda ve sosyal medyada sık sık dile getirilen “emlakçılar satamıyor”, “piyasa dondu”, “kimse almıyor” şeklindeki yorumların istatistiklerle tam olarak örtüşmediğini belirten Yatırım ve Gayrimenkul Uzmanı Mehmet Sevindik, algıyla veri arasındaki farkı ortaya koyuyor. Gayrimenkul danışmanlığını “stratejik yönetim” anlayışıyla yürüttüğünü söyleyen Sevindik, son dönemde oluşturulan karamsar atmosferin gerçeği tam yansıtmadığını ifade etti.

Sektördeki temel sorunun, çoğu taşınmazın rasyonel değerinin çok üzerinde pazara çıkarılması olduğuna dikkat çeken Sevindik, “Sorun piyasanın kendisinde değil, gerçeklikten kopmuş fiyat beklentilerinde” dedi.

“PİYASA ÇALIŞIYOR AMA GERÇEK DIŞI FİYATA ALICI BULUNMUYOR”

Sosyal medyadaki olumsuz yorumların aksine, makul fiyatlanan portföylerin hâlâ alıcı bulduğunu dile getiren Mehmet Sevindik, “Piyasa çalışıyor. Ancak bazı taşınmazlar, gerçek değerinin çok üzerinde fiyatlandığı için pazarda görünmez hâle geliyor. Doğru fiyatlanan, stratejisi doğru kurgulanan her portföyün alıcısı var.” diye konuştu.

Veri platformu Endeksa gibi sistemlerden elde edilen analizlere de işaret eden Sevindik, reel düzeltmelere rağmen Türkiye genelinde nitelikli taşınmazlarda değer artışının sürdüğünü, Denizli’de ise 2019–2024 arasında birim fiyatlarda yüzde 1000’i aşan uzun vadeli yükselişler görüldüğünü hatırlattı.

“BEN EMLAK SATMIYORUM, YATIRIM STRATEJİSİ KURUYORUM”

Kendisini klasik emlakçı olarak değil, bir “gayrimenkul stratejisti” olarak tanımlayan Mehmet Sevindik, yaklaşımını şu sözlerle anlattı: “Ben emlak satmıyorum, yatırım stratejisi kuruyorum”.

Pazara sunulan her taşınmazın önce makro ölçekli analizden geçtiğini belirten Sevindik, “Önce makro ekonomiyi okurum. Faiz, enflasyon, kur, maliyetler, yatırımcı profilindeki değişim… Bunların hepsini analiz etmeden bir taşınmazı piyasaya çıkarmam. Mülk sahibine sadece satış değil, doğru zamanda doğru yatırım hamlesi yaptırıyorum.” diye belirtti.

Bu bakış açısıyla, portföylerinin yalnızca satılabilirliğini değil, orta-uzun vadede değer artışı potansiyelini de ön plana çıkardığını söyleyen Sevindik, yatırımcı memnuniyetinin bu nedenle yüksek olduğunu ifade etti.

“YANLIŞ FİYAT MÜLKÜ SATILAMAZ DEĞİL, GÖRÜNMEZ YAPAR”

Birçok mülk sahibinin taşınmazını “raflarda bekleyen bir mevduat” gibi gördüğünü ve bu nedenle satışın tıkandığını belirten Mehmet Sevindik, fiyatlama psikolojisini şu sözlerle özetledi: “Bazı sahipler ‘Bu fiyattan aşağı vermem’ noktasında kalıyor. Bu durumda o portföy aslında pazarda yok hükmünde. Gerçek veriye dayalı fiyat belirlendiğinde alıcısı mutlaka çıkar.” ifadelerini kullandı.

Denizli’de kentsel gelişim, ulaşım aksları, kira çarpanları ve yatırım potansiyeli dikkate alındığında, hâlâ güçlü bir talep olduğunu vurgulayan Sevindik, özellikle Merkezefendi ve Pamukkale ilçelerinde doğru fiyatlanan, konumu güçlü ve metrekare olarak isabetli taşınmazlara ilginin devam ettiğini söyledi. “Doğru lokasyon, doğru metrekare, doğru fiyat ve net bir çıkış stratejisi varsa o taşınmaz için talep bitmez.” diye ekledi.

“ALGIYA DEĞİL VERİYE BAKAN KAZANIYOR”

Sektöre dair kötümser manşetlerin yatırımcıların moralini bozduğunu ancak gerçek fotoğrafın veri odaklı bakıldığında daha net görüldüğünü ifade eden Mehmet Sevindik, karamsar söylemlere rağmen rasyonel hareket edenlerin bu dönemi fırsata çevirdiğini vurguladı.

“Manşetlere bakarsanız karanlık bir tablo çıkar. Ama veriye, fiyatlama stratejisine ve ekonomik döngüye baktığınızda Denizli’de gayrimenkul hâlâ güçlü bir sermaye koruma aracı. Ben algıdan değil rasyodan beslenen bir yaklaşım benimsiyorum. Bu yüzden yatırımcılar zor dönemde bile ‘İyi ki o tarihte o kararı vermişiz’ diyor.” diye konuştu.