YARINA ÖDEV

Bana sorarsanız, şu Tanzanya adam olmaz kardeşim. Neden mi? Anlatayım. Efendim, Tanzanya’daki bir okulda yaşanmış bu anlatacaklarım. Etiyopya’da, Gine’de, Burkino Faso’da da yaşanabilirdi. Malum, orası Afrika.

*

Ödevi veren: Bir sosyal bilgiler öğretmeni. Beşinci sınıf öğrencisine verilen ödev şu: “Seksen bir ilimiz neleriyle ünlüdür? Her ille ilgili üçer madde yazınız.” Ödevle ilgili uyarılar: “Ödev yarına gelecek. Ödev bitişik eğik el yazısıyla yazılacak.”

*

Her ille ilgili yazılacak madde üç dakika zaman alırsa, hesap ortada: 81x3= 243 dakika. 243 bölü 60= 4 saat, 3 dakika.

Üç saati sosyal bilgiler dersine ayırdık. Yarın için üç dersten bu kadar ödev varsa, toplam ödev yapma zamanı: 4 saat, 3 dakika x3= 12 saat, 9 dakika.

*

Öğrenci,  -dikkat edin beşinci sınıf öğrencisi, dikkat edin, on yaşında-  okuldan geldikten sonraki zamanının 12 saat, 9 dakikasını üç dersin ödevine ayıracak. Dinlenme? Yemek? Oyun? Televizyon? Bilgisayar? Ve en önemlisi yarın için uyku? Bunlar için kalan süre?

Öğretmen bunu düşünmüyor ki: “Bana ne! Bu sınıfta sadece benim dersim var! Gerisi beni ilgilendirmez!

*

Bu teknoloji çağında böyle saçma bir ödev vereceğine verdiğin konuyla ilgili bir slayt hazırlarsın, bir ders saatinde bunu öğrencilere izletirsin. İzletirken konuyla ilgili açıklamalar da yaparsın. Öğrenci de görerek ve duyarak öğrenmiş olur. (Ne diyordu o özdeyiş: “Duyarsam unuturum, görürsem hatırlarım, yaparsam öğrenirim.”) Dikkat et, “Al çocukları, götür, gezdir de yaşayarak öğrensinler!” de demiyoruz.

*

Anlayamıyorum şu Tanzanyalı öğretmenleri ve onların eğitim sistemini. Üzüm yemek mi istiyorlar, bağcıyı dövmek mi? Yoksa “Laf olsun, torba dolsun.” mu demek istiyorlar?

*

Tanzanyalı öğretmenlere bir büyük uyarısı: Lütfen siz de öğrencileriniz kadar çalışın. O zaman işler yoluna girecektir.