Aile Hekimi Ali Tatar'dan sağlık taraması çağrısı: “Hasta olmadan gelin”

Aile hekimliğinin birinci basamak sağlık hizmetlerinde oynadığı kritik rolü anlatan Dr. Tatar, bu sistemin hasta ve hekim arasındaki birebir ilişkiyi güçlendirdiğini belirtti. Tatar, şunları kaydetti:

“Aile hekimliği, bireylerin sağlıklarını hastalanmadan önce koruyabilmelerini sağlar. Bu yaklaşım, sağlık sorunlarını erken teşhis ederek ileride ciddi komplikasyonların oluşmasını önler. Örneğin, anne karnından itibaren başlayan takipler, doğumdan sonra aşılamalar, çocukluk ve ergenlik dönemlerinde yapılan sağlık taramaları, hayatın her aşamasında koruyucu sağlık hizmetlerini mümkün kılar.”

Tatar, toplumda yanlış bir algının mevcut olduğuna işaret ederek, aile hekimliğinin yalnızca reçete yazma hizmeti olmadığını, bunun sistemin en büyük yanılgılarından biri olduğunu vurguladı.

Yeni yönetmelikle gelen değişiklikler ve yanlış algılar

Sağlık Bakanlığı’nın yeni aile hekimliği yönetmeliğinin amacını açıklayan Dr. Tatar, hasta olsun ya da olmasın herkesin sağlık taramalarına tabi tutulmasını sağlayan bu uygulamanın önemini anlattı. Ancak bu yönetmelik hakkında yanlış anlaşılmaların olduğunu da belirtti:

• "2006 yılında aile hekimliği sistemine geçişte de benzer tepkilerle karşılaştık. İnsanlar, istedikleri hekime muayene olamayacaklarını düşündü. Ancak bu sistemin faydaları zamanla anlaşıldı. Şimdi ise yeni yönetmeliğe ilişkin, hizmetlerin paralı olacağı veya ilaç yazılmayacağı gibi yanlış algılar mevcut. Bu durum tamamen yanlıştır."
• "Akılcı ilaç kullanımı yıllardır sağlık sistemimizin bir parçasıdır. Özellikle antibiyotik kullanımında seçici davranıyoruz. Çünkü gereksiz antibiyotik kullanımı mikropların direnç kazanmasına neden oluyor."

Yeni yönetmelikle kronik hastalıkların takibinin daha da önem kazandığını söyleyen Dr. Tatar, “Bir hastanın tansiyonunu, beyin kanamasına yol açtıktan sonra teşhis etmek yerine erken tanı koyup tedaviye yönlendirmek herkes için daha faydalı” dedi.

Aile sağlığı merkezlerinde yapılan hizmetler

Aile sağlığı merkezlerinde verilen hizmetlerin çeşitliliğini anlatan Tatar, şu detayları paylaştı:

• Aile planlaması: Çocuk sahibi olmak isteyen aileler için bilinçli kararlar alınmasına yardımcı olunuyor.
• Aşı uygulamaları: Bebeklikten itibaren koruyucu sağlık hizmetlerinin temelini oluşturuyor.
• Okul sağlığı taramaları: Çocukların fiziksel gelişimleri ve genel sağlık durumları izleniyor.
• Kronik hastalık takibi: Tansiyon, diyabet gibi hastalıklar henüz belirtiler ortaya çıkmadan tespit edilebiliyor.

Tatar, vatandaşların bu hizmetlerden düzenli olarak faydalanması gerektiğini belirterek, aile sağlığı merkezlerine sağlamken de başvurulması gerektiğinin altını çizdi.

Erken teşhis hayat kurtarır: iki çarpıcı örnek

Erken teşhisin önemine dikkat çeken Dr. Tatar, yaşadığı iki olaydan örnek verdi:

1. Menenjit teşhisi: Poliklinik sırasında bir çocuğun inleme sesini duyan Dr. Tatar, çocuğu muayene ederek ense sertliği fark etti. Hızlı müdahale sayesinde menenjit teşhisi konulan çocuk tedavi edilerek kurtarıldı.
2. Kalın bağırsak kanseri teşhisi: Kronik hastalık takibi sırasında bir hastanın sürekli düşük kan değerleri olduğunu fark eden Tatar, ileri tetkikler sonucunda kalın bağırsak kanseri teşhis etti. Erken tedaviyle hastanın hayatı kurtuldu.

Bu tür başarı öykülerinin hem hastalar hem de sağlık çalışanları için büyük mutluluk kaynağı olduğunu belirten Tatar, "Erken teşhis hayat kurtarır. Bu yüzden vatandaşlarımız aile hekimine düzenli olarak gitmelidir" diye konuştu.

Aile hekimine düzenli başvurunun önemi

Son olarak vatandaşlara çağrıda bulunan Dr. Tatar, aile sağlığı merkezlerinin yalnızca hastalık durumunda değil, genel sağlık durumunun izlenmesi için de ziyaret edilmesi gerektiğini söyledi. “Sağlığınızı korumak için aile hekiminize sağlamken de başvurun. Bu basit ama etkili bir adım, ileride oluşabilecek büyük sağlık sorunlarının önüne geçebilir” ifadelerini kullandı.