Denizli'de önlem Alınmazsa Yıkım Büyük Olacak

17 yıl önce bugün saat 03.02’de merkez üssü Kocaeli’nin Gölcük ilçesi olan 7.4’lük 45 saniyelik depremle 18 bin 373 kişi hayatını kaybetti. 40 bin kişinin yaralandığı depremde binlerce bina da yıkıldı.

17 Ağustos 1999 Depreminin ardından 17 yıl geçti ama acısı hala taze. 17 yıllık dönemde depremle ilgili alınması gereken önlemlerin hala ağır aksak alındığını ifade eden Jeoloji Mühendisleri Odası Şube Başkanı Hakan Şekerci, Gazeteci Gökhan Karaıslı’ya Türkiye’nin ve Denizli’nin deprem gerçeği ile ilgili röportaj verdi. Bugün gazete yayınlanan röportajda deprem konusunda hala ders alamadıklarını belirten Şekerci, birinci sınıfı deprem bölgesinde olan Denizli’nin sınıfta kaldığına dikkat çekti. Şekerci, 2 adım ileri 1 adım geri atarak önlemlerin asla alınamayacağını belirtti. İşte Şekerci’nin Horoz Gazetesi’ndeki röportajından satır başları: Türkiye 17 Ağustos 1999 günü gece saatlerinde büyük bir felaketle uyandı. O gün bizim depreme hazır olmadığımız tüm gerçekliği ile ortaya çıktı. 45 saniye süren depremde binlerce bina yıkıldı. 18 bin 354 kişi hayatını kaybetti. 40 bin kişi yaralandı. Sadece özel sektörün değil tüm çıplaklığı ile devletin de depreme hazır olmadığı ortaya çıktı. Aradan 17 yıl geçti ama biz hala depremi Marmara ve Van depremlerinin yıl dönümlerinde hatırlıyoruz. Geri kalan zamanlarda hiçbir şey yokmuş gibi davranıyoruz. Ders aldık mı kesinlikle hayır. Alacak mıyız onun bile garantisi yok.

YAPI DENETİM

Marmara Depremi sonrası 2000 yılında Yapı Denetim sistemi çıkarıldı. Bu sistem yapıların denetimlerinde her yönüyle bir değerlendirme anlamına geliyordu. İlk başta oldukça iyi değerlendirilen bu sistem yapı kalitelerinin yüksek düzeylere çıkmasına neden oldu. Ancak bir süre sonra sistemin işveren tarafından finanse edilmesi sonrası yapı denetimler bağımsızlıklarını kaybetmeye başladı. İşlerini direk işverenden alan yapı denetimler işverenin istediği gibi çalışmaya mecbur kaldı.

KENTSEL DÖNÜŞÜM

Van Depremi sonrası Kentsel Dönüşüm sistemi kuruldu. Bu sistemle eksi dayanıksız binalar ada bazında yıkılarak yeni dayanıklı binaların kurulması hedeflendi. Bu sistem çok olumlu bir sistemken ada bazında değil arsa bazında hatta ev bazında değerlendirilmeye başlandı. 5 çürük binanın olduğu bir bölgede sadece 1 bina yıkılarak dönüşüm yapılıyor. kalan 4 bina ise yıkılmıyor. Bu sistem ile depreme hazır olmak imkansız. Burada görev belediyelere düşüyor. Bütün bir ada üzerinde dönüşüm için belediyelerinin cesaretli davranması gerekiyor. Aksi halde büyük yıkımlar yaşanabilir.

REAKSİYONLAR HIZLI AMA SÜREKLİ DEĞİL

Marmara, Düzce ve Van Depremleri sonrası kısa süreli ve hızlı bir reaksiyon gösterdik. Millet olarak kenetlendik ve yaraları sarmaya çalıştık ancak bu birliktelik sadece bu afet dönemlerinde kalıyor. Ki kalmasa da devlet önlem almadığı sürece vatandaş bir yere kadar alabilir. Marmara Depreminde devletin yapılarının büyük zararlar gördü. Bu depreme hazır olması gereken devletin bırakın ön ayak olmasını daha kötü örnek olmasına neden oldu. Şimdi bizim ne yapılabiliri konuşmamız gerekiyor. Öncelikle herkes üzerine düşen görevleri yerine getirmeli.

DENİZLİ’DE RİSKLİ OLAN ALANLAR

Son depremdeki hasarların ilk belirlemelere göre; yer altı suyunun yüksek olduğu, gevşek alüvyal zeminler üzerine kurulmuş olan yerleşim birimlerinde meydana gelmiş olması, bizlerin daha önceki söylemlerimizin ne kadar doğru olduğunu bir kez daha göstermiştir. Denizli’de birinci derece deprem bölgesinde ve yer altı suyunun yüksek olduğu bir zemine sahip. Özellikle il merkezinde burası Delikliçınar ve çevresi ile Sevindik ve Deliktaş’ın bazı kısımları yer altı suyu bakımında çok zengin. İlimizde 6.3 ile 6.9 şiddeti aralığında bir deprem bekleniyor. Olası bir depremde yer altı suyunun yüksek olduğu alanlarda eğer denetim yapılmazsa yıkım büyük olacaktır. Bunun için başta Büyükşehir Belediyesi olmak üzere ilçe belediyeleri ve biz odalar olmak üzere bir Deprem Envanteri haritası çıkarılmalıdır. Her zeminden alınan örnekler bu sisteme yüklenmeli ve oluşturulacak bir sisteme yüklenmelidir. Bu sayede istenildiğinde büyük bilgilerden faydalanabilecek zengin bir içerik oluşacaktır. Tüm bu adımların sadece Denizli’de değil tüm Türkiye’de yapılması gerekiyor.