Haberler Mail veya WhatsApp olarak gelsin!
Evlilik vaadiyle erkekleri dolandırmışlar! Eş zamanlı baskın
Evlilik vaadiyle erkekleri dol...
17:57Merkezefendi’de ‘engelli İstihdamı Çalıştayı’ Düzenlendi
Merkezefendi’de ‘engelli İstih...
16:25Denizli'de kamyon, hafif ticari araca çarptı; 1 ölü, 2 yaral...
Denizli'de kamyon, hafif ticar...
16:17Denizli'de öğrencilerin diktiği fidanları çaldılar
Denizli'de öğrencilerin diktiğ...
Denizli’nin Çivril ilçesinde yer alan ve Alevi-Bektaşi tarihine önemli katkılarda bulunmuş Habibi Acemi ile ilgili araştırmalar, tarihe ışık tutuyor. Araştırmacı yazar İbrahim Afatoğlu, Çivril İlçe Mezarlığı içinde bulunan Habibi Acemi Türbesi ve yan duvarında yer alan Cevher Deliği hakkında detaylı bilgiler paylaştı. Bu türbenin 1300’lü yılların sonu ile 1400’lü yılların başında yaşamış önemli bir Bektaşi dervişine ait olduğu belirtildi.
denizli24haber
EDİTÖR
Giriş: 02.01.2025 - 10:05
Güncelleme: 02.01.2025 - 10:05
Denizli Haber -Denizli’nin Çivril ilçesinde bulunan ve Alevi-Bektaşi inancında önemli bir yere sahip olan Habibi Acemi Türbesi, tarihsel ve manevi değerleriyle dikkat çekiyor. Araştırmacı yazar İbrahim Afatoğlu, bu türbe ve bölgenin tarihine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Çivril Mezarlığı içerisinde yer alan türbe, 1300’lü yılların sonları ile 1400’lü yılların başlarında yaşamış, Hacı Bektaş Veli’nin öğrencisi olan Habibi Acemi’ye ait. Türbenin yan duvarında yer alan Cevher Deliği ise halk arasında şifa ve bereket kaynağı olarak görülüyor.
İbrahim Afatoğlu, Habibi Acemi’nin, Hacı Bektaş Veli’nin yetiştirdiği 360 dervişten biri olduğunu belirtti. Habibi Acemi’nin, Çivril ve çevresindeki Türkmenlerin dini ihtiyaçlarını karşılamak ve Bektaşi kültürünü yaymak üzere görevlendirildiğini vurguladı. “Habibi Acemi, Beyce Sultan ile birlikte Çal-Çivril ovalarında önemli çalışmalar yapmıştır. İkisi de bölgedeki Türkmenlerin ruhani rehberleriydi,” dedi.
Afatoğlu, Hacı Bektaş Veli’nin Anadolu’nun dört bir yanına dervişlerini gönderdiğini, yalnızca Sarı İsmail Sultan’ı yanında tuttuğunu ifade etti. Habibi Acemi ve Beyce Sultan’ın, Hacı Bektaş Veli’nin manevi öğretisini bu bölgeye taşıyan iki önemli isim olduğunu belirten Afatoğlu, “Bu iki derviş, sadece dini rehber değil, aynı zamanda toplumsal birleştiriciydiler,” dedi.

Afatoğlu, Habibi Acemi ve Beyce Sultan ile ilgili anlatılan bir efsaneyi de paylaştı. Efsaneye göre, dervişler Battal Gazi Türbesi’ndeki yıllık Bektaşi toplantısına katılmak üzere yola çıkmışlardır. Ancak yoğun yağış nedeniyle taşan Banaz Çayı’nı geçememişlerdir. O sırada Hacım Sultan, manevi bir güçle durumdan haberdar olur ve onların yanına gelir. Afatoğlu, bu olayı şöyle anlattı: “Hacım Sultan, Bektaşi tacını çıkarıp Banaz Çayı’na tutar. Çay ikiye ayrılır ve Habibi Acemi ile Beyce Sultan karşıya geçerler. Bu olay, Hacım Sultan’ın manevi gücünü kanıtlayan en önemli hadiselerden biri olarak anlatılır.”
Habibi Acemi Türbesi’nin 12 köşeli mimarisi, Alevi-Bektaşi inancındaki 12 İmam’ı simgeliyor. Afatoğlu, bu türbenin 13. yüzyılın sonlarında ya da 14. yüzyılın başlarında yapıldığını belirtti. Çal-Çivril ovalarının tarih boyunca önemli bir Alevi-Bektaşi yerleşim bölgesi olduğunu ve o dönemde ilçe merkezinin “Şehyi” olarak anıldığını söyledi. Bu isim, Habibi Acemi ve Beyce Sultan gibi manevi liderlerin bölge halkı üzerindeki etkisini yansıtıyor.
_google_ers_1735823091.jpeg)
Türbenin yan duvarında yer alan ve Cevher Deliği olarak bilinen açıklık, halk arasında büyük bir kutsallık taşır. Afatoğlu, bu deliğin halk inançlarındaki yerini şu sözlerle anlattı: “Bu deliklerden alınan toprak, şifalı olarak kabul edilir. Suyun içine koyulup içildiğinde hastalıklara iyi geldiğine, muska olarak taşındığında kazadan beladan koruduğuna inanılır.”
Cevher Deliği’nden alınan toprağın yalnızca insanlara değil, hayvanlara ve mahsullere de faydalı olduğuna inanıldığını ifade eden Afatoğlu, “Bu toprak, ambarlara konulduğunda mahsulün bereketini artırır. Ayrıca askere giden gençler için muska yapılarak boyunlarına asılır. Bunun, onları kazalardan ve belalardan koruyacağı düşünülür,” dedi.
Afatoğlu, Çivril ve çevresinde Alevi-Bektaşi inancının derin köklere sahip olduğunu belirtti. “Denizli bölgesinde kaynaklara geçmiş 17 Alevi-Bektaşi tekkesi bulunuyor. Ancak kaynaklara yansımayan en az 15 tekkenin daha varlığı biliniyor,” dedi. Bu bölgede yaşayan Alevi-Bektaşi topluluklarının tarih boyunca güçlü bir kültürel bağ oluşturduğunu ve bu bağın günümüzde de hissedildiğini ifade etti.
Afatoğlu, Habibi Acemi Türbesi’nin yalnızca Çivril’in değil, Denizli’nin kültürel ve manevi mirası için büyük bir değer taşıdığını vurguladı. “Habibi Acemi, yalnızca bir derviş değil, aynı zamanda bu bölgenin ruhani mimarıdır. Onun öğretisi ve yaşamı, bu bölgenin tarihine ışık tutuyor,” dedi.
Bu türbenin ve Cevher Deliği’nin korunarak gelecek nesillere aktarılması gerektiğine dikkat çeken Afatoğlu, araştırmalarının devam ettiğini belirtti.
BİR CEVAP YAZ
E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir