Denizli
09 Mayıs, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.44
  • EURO
    35.05
  • ALTIN
    2347.7
  • BIST
    9003.22
  • BTC
    69462.36$

Çocuklarda Uyku Bozuklukları

22 Haziran 2023, Perşembe 11:08
Çocuklarda Uyku Bozuklukları

Uyku davranışı çocuklar ve yetişkinlerde çok farklıdır. Yetişkinlerde anormal sayılan bir durum çocuklarda normal gelişimsel özellik olabilir. Uyku düzeni anne baba için temel kaygı konularından biri olup ailenin bilgi sahibi olması çok önemlidir. Uyku düzeni ile ilgili değişikliklerin gelişimsel göstergelerden olabileceği, geçici olabileceği, özgül bir uyku bozukluğu ya da ruhsal veya fiziksel bir hastalığın belirtisi olabileceği unutulmamalıdır.

Çocuklarda uyku bozuklukları %20-30 arasındadır. Uykuya dalma güçlüğü ve gece sık uyanma en sık görülen uyku bozukluklarıdır.

Uyku bozukluğu görülen bebek ya da çocukta aile içi ilişkiler ve iletişim, annenin ruhsal sağlığı, mizacı, anne babanın ve/veya bakıcının duygusal özellikleri iyi araştırılmalıdır. İki haftalık bir uyku takvimi önemli ip uçları verecektir.

2-3 yaş arasında gelişimsel ayrılık anksiyetesi, 3-5 yaş arasında akran ilişkileri ve kreşteki aktiviteler, daha büyük çocuklarda ruhsal, çevresel ya da organik nedenler dikkate alınmalıdır. Okul çağındaki çocuklarda ise yatma saatine direnç oldukça sık rastlanan bir durumdur.

Uyku bozuklukları üç ana grupta sınıflandırılır.

1-Primer uyku bozuklukları

Dissomnialar: Primer insomnia, primer hipersomnia, narkolepsi, solunumla ilişkili uyku bozukluğu, sirkadiyen ritim uyku bozukluğu ve başka türlü adlandırılamayan dissomnialar bu gruptadır.

Parasomnialar: Kabus bozukluğu, uykuda korku bozukluğu (uyku terörü), uyurgezerlik bozukluğu ve başka türlü adlandırılamayan parasomnialar bu gruptadır.

Başka bir mental bozuklukla ilişkili uyku bozuklukları

Medikal bozukluklar ve madde kötüye kullanımına bağlı uyku bozuklukları

Bu sınıflama daha çok yetişkinlerle ilgilidir. Çocuklarda görülen uyku bozukluklarını ise kabaca üç grupta toplayabiliriz.

Uykuya dalmakta ya da uykuyu sürdürmekte zorluk.

Gündüz aşırı uyuklama.

Gece uykusunda alışılmadık davranış epizotları.

Uykuya dalmakta ya da uykuyu sürdürmede zorluk:

Bebekler ağlama eşliğinde sık uyanabilir. İnfantil kolik mutlaka araştırılmalıdır.

Okul öncesi çocuklarda uykuya dalmada güçlük ve gece uyanmaları sık rastlanan bir durumdur. Öğrenilen davranışlardan olan uykuya dalma biraz sabır ve eğitim gerektirecektir. Sallama, dokunma, masal, ninni ya da oyuncak gibi bir nesneye sarılma gibi yardımlara ihtiyaç duyulabilir.

Okul çağındaki çocuklarda ise anksiyete, stres, korku ile ilişkili olma olasılığı yüksektir. Gelişimsel bir korku, kabus ya da travmatik bir olaya tepki söz konusu olabilir. Anksiyete bozukluğu ve depresyonda da çocuklarda uykuya dalmada güçlük görülebilir.

Gündüz aşırı uyuklama:

Genellikle adolesanlarda görülür. Yetersiz gece uykusu, rahatsız gece uykusu (Sıklıkla solunum güçlüklerinden kaynaklanır ve horlama dikkat çekicidir. Bademcik, geniz eti gibi problemlerde olur), uyku uyanıklık döngüsünde bozulma (Sıklıkla geç yatılan hafta sonları ve tatillerde başlar) ve artmış uyku ihtiyacından (adolesan dönemde gelişimsel olarak uyku ihtiyacı artar) kaynaklanır.

Narkolepsi:

Kronik seyirli nörolojik bir bozukluk olup, ergenliğin sonları ve genç erişkinlikte başlar. 10 yaş altında çok nadirdir. Narkolepsi ani dayanılmaz uyku atakları, bilinç değişimi olmaksızın kas tonüsünde ani azalma (katapleksi), uyandıktan sonra kısa süre hareket edememe (uyku paralizisi) ve uykuya dalmadan önce halüsinasyon görme ile karakterizedir. Narkoleptik hastalar çok çabuk REM uykusuna geçerler ve parçalanmış gece uykusu sıktır.

Kleine-Levin sendromu:

Erkeklerde 4 kat fazla görülen, nadir bir periyodik hipersomnia türüdür. Ergenlerde sık görülür. Epizodik olarak aşırı gündüz uyumaları yanında hiperfaji, irritabilite, agresyon ve seksüel disinhibisyon olur. Sıklıkla viral bir enfeksiyonu takiben ortaya çıkar.

İdiyopatik hipersomnolans:

Gündü patolojik uyuklamalar, uzamış ve derin uyku, sabah uyku sersemliği, halsizlik ile kendini gösteren, aile öyküsü olan bir hastalıktır.

Uyurgezerlik bozukluğu (somnanbulizm):

Gecenin ilk üçte birlik kısmında ortaya çıkar. Çocuk yatağından kalkarak yürüme, giyinme, konuşma gibi motor hareketler yapar. 15-20 dakika sonra yatağına dönerek uyumaya devam eder. Sabah hiçbir şey hatırlamaz. Genellikle 4-8 yaş arasında başlar, 12 yaş civarında pik yapar ve erkeklerde daha yaygın görülür. Ailenin bilgilendirilmesi ve çocuğun yaralanma olasılığına karşı önlemler alınması uygun olur.

Uykuda korku (uyku terörü):

Erkek çocuklarda daha sık görülen uykuda korku (uyku terörü) genellikle 7 yaşından önce başlar ve ortalama 4-5 yıl sürer. Çocuk çığlık atarak yatağında oturur, gözleri faltaşı gibi açılmıştır. Uyanık gibi görünse de uyanık değildir. Anne babayı tanımaz, iletişim kurmaz. Ebeveynler çocuğu çıldırmış gibi algılayarak paniğe kapılabilirler. Bu sırada çocuğu uyandırmaya veya konuşturmaya çalışmak doğru değildir. 10-15 dakikaya uzayan vakalar olsa da çoğu 1-2 dakikada sonlanır. Uyandığında bir şey hatırlamaz. Kaygılı ve korkulu çocuklarda artabilir, ailesel yatkınlık söz konusudur.

Uykuda işeme bozukluğu (enürezis nokturna):

En sık görülen uyku bozukluklarındandır. Pek çok nedeni olsa da, sıklıkla nonREM uykusunun 3 ve 4. evrelerinde olması sebebiyle uyku bozukluğu olarak ele alınabilir. 5-12 yaş grubunda %10-15 görülür. Tedavide nonREM uykusuna etkili imipramin kullanılır.

Korkulu düşler görme:

Gecenin son üçte birlik kısmında REM döneminde ortaya çıkar. Uzun ve korkutucu düşler nedeniyle çocuk korkuyla uyanır. Okul çağı çocuklarında %20 oranında rastlanır. Gelişimsel korkularla yakından ilişkilidir. Günlük yaşamdan da etkilenme olur. Korku filmleri, ürkütücü haberler, hayalet gibi hayal ürünü korkutucu nesneler olayı tetikleyebilir. Çocuk ateşlendiğinde de korkulu düşler görebilir. Korku içinde uyanan çocukla ilgilenilmeli, düşünü dinlemeli, rahatlatmaya çalışılmalıdır.

Diş gıcırdatma (bruksizm):

Her yaşta olabilen, sıklıkla nonREM ikinci evrede ortaya çıkan bir durumdur. Tedavide amitriptilin kullanılmaktadır.

Uyku sorunu yaşayan çocuklara genel tedavi yaklaşımı:

Anne babaya uyku bozukluğu ile ilgili bilgi verilerek önce onların kaygısı giderilmelidir. Çoğu kez uygun destek ve çocuğun rahatlamasını sağlamak tedavi için yeterli olacaktır.

Yatma saati, uykuya uygun bir oda sağlanması, yatmadan önce yaşanan gerginliklerin giderilmesi, uyku öncesi aşırı beslenme gibi uyku hijyeni ve olumsuz çevresel faktörler ile ilgili tedbirler alınmalıdır.

Uyurgezerlik gibi durumlarda koruyucu önlemler alınarak çocuğun zarar görmesi engellenmelidir.

Masal, ninni, gece lambası, özel objeler, tensel temas gibi yöntemlerle yatma zamanı gevşeme ve sakinleşme sağlanmalıdır.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.