Cumhuriyet’imiz Neler Gördü?

Cumhuriyet’imiz 100 yaşına bastı. 100 yılda neler yaşadı?  Nelere şahitlik etti? Nelere ve kimlere katlanmak zorunda kaldı? Nelere üzüldü? Nelere kızdı? Kim bilir…

100 yılı deviren Cumhuriyet’imiz, dünyada ve ülkemizde neler gördü, bazılarına bir bakalım…

1929, Kara Pazartesi olarak anılan, Amerika’da başlayıp tüm dünyaya yayılan ekonomik buhranı gördü. Ekonomik bunalım, özellikle Avrupa’da sosyal patlamalara sebep oldu.

1938, kurucu liderinin vefatını gördü. Öncesinde de hastalığını ve hastalığına rağmen sürekli çalıştığını, hasta bedenin acılarına aldırmadan Hatay’ı anavatana kattığını gördü.

1939, İkinci Dünya Savaşı’nı gördü. Savaş, Hiroşima ve Nagazaki’ye atom bombası atılacak kadar vahşet boyutuna taşındı.

1945, takip eden yıllarda İki Kutuplu Dünya’yı, Soğuk Savaş’ı gördü. İkinci Dünya Savaşı sonrası, İngiltere ve Fransa güç kaybedince, ABD ve Sovyetler Birliği uluslararası politikada belirleyici olmaya başladılar ve bu iki güç arasında Soğuk Savaş başladı.

1945, Birleşmiş Milletler’in kuruluşunu gördü. Dünya barışını sağlamak ve güvenliği tesis etmek amacıyla kurulan örgüt bunu hiçbir zaman başaramadı.

1947, Truman Doktrini’ni gördü. Amerika’nın, Yunan İç Savaşı’nı bitirmek gayesi oluşturduğu doktrin, Yunanistan’ın ve Türkiye’nin ekonomik açıdan desteklenmesini öngörüyordu. Amerika, Yunanistan’a 300 milyon USD, Türkiye’ye 100 milyon USD verdi, böylelikle iç işlerimize karışmak için ilk adımı atmış oldu.

1947, Marshall Yardımı’nı gördü. Avrupa ülkelerinin ekonomisini düzeltmek amaçlı oluşturulan Marshall Yardımı’ndan Türkiye de pay aldı. Atatürk’ün tam bağımsızlık anlayışına zıt bir durumdu.

1949, Nato’yu gördü.  Kore Savaşı’na asker göndermenin ödülü olarak 1952’de ülkemiz Nato’ya girdi.

1950, Kore Savaşı’nı gördü. Nato’ya girme çabasında olan ülkemiz hükümeti, Kore’ye bir tugay askerimizi gönderdi.

1955, Varşova Paktı’nı gördü. Batı paktı olan Nato kurulunca, Sovyetler, Doğu Bloku Ülkeleri’yle birlikte kendi askeri örgütleri olan Varşova Paktını kurdu.

1955, Vietnam Savaşını gördü. Yıllarca süren savaşta milyonlarca insan öldü.

1956, Süveyş Bunalımı ve Einsenhower Doktrini’ni gördü. Mısır’da, güç gösterisi yapan ABD ve Sovyetler Birliği’nin doktrin savaşları; Kruşçev Prensibi-Einsenhower Doktrini.

1958, Berlin Bunalımı; 1960, U2 Casus Uçakları Olayı; 1962, Küba Ekim Füzeleri Bunalımı’nı gördü. Yani, soğuk savaşın sıcaklaştığı zamanları…

1960, 27 Mayıs İhtilali’ni gördü. 1957 seçimlerinden sonra Menderes Hükümeti’nin yaptığı sivil darbeye karşılık askerin yaptığı darbe, yanlışa yanlışla cevap vermek gibi…

1971, 12 Mart Muhtırası’nı gördü. Asker, toplumsal ve ekonomik koşulların kötüleşmesinden sorumlu tuttuğu hükümete muhtıra verdi.

1974, Kıbrıs Barış Harekatı’nı gördü. Harekat sonrası, 1975’de Kıbrıs Türk Federe Devleti, 1983’de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ilan edildi.

1980, 12 Eylül İhtilali’ni gördü. Eşitlik, adalet, özgürlük, refah isteğinin, emperyalist kurguların kumpasında, kardeşin kardeşi vurmasını gördü.

1980,  İran- Irak Savaşını gördü. Komşu iki ülkenin savaşı, ülkemizi de her açıdan olumsuz etkiledi.

1984, PKK terör örgütünün kuruluşunu gördü. 39 yıl içinde yeni hücrelere, yeni örgütlere bölündü.

1984, Siyasal İslam’ı gördü. Siyasal İslam, Özal’ın kimliğinde ve Anavatan Partisi’yle devletin içine girdi.

1986, Çernobil Nükleer Faciası’nı gördü. Dünyanın yaşadığı en büyük nükleer kazalardan biri olan Çernobil, ülkemiz dahil pek çok ülkeyi etkiledi,  radyoaktif serpinti ölümcül hastalıklara neden oldu.

1989, Berlin Duvarı’nın yıkılışını gördü. Almanya’yı ikiye ayıran utanç duvarı yıkıldı.

1991, Sovyetler Birliği’nin dağıldığını gördü. Gorbaçov’un dağılmayı durdurmak için uygulamaya koyduğu Glasnost (Açıklık) ve Perestroyka (Yeniden yapılandırma) politikaları başarılı olamayınca birlik dağıldı ve 15 yeni devlet ortaya çıktı.

1993, Avrupa Birliği’nin kuruluşunu gördü. Gümrük Birliği, Lüksemburg, Helsinki, Kopenhag Kriterleri derken bir türlü giremediğimiz birlik…

1996, Susurluk Skandalı’nı gördü. Devlet, mafya, politikacı üçgeninde yasadışı ve gizli örgütlenmeler ortaya çıktı.

1997, 28 Şubat MGK kararlarını gördü. Kararda, rejimin korunması gerekliliği ve irticai faaliyetlerin önüne geçilmesi gerektiği bildirilirken, paradoksal şekilde sonraki yıllarda dini kullanan partiler sırtlarını 28 Şubat’a dayadılar.

2003, askerimizin başına çuval geçirildiğini gördü. Muhalefetin, Amerika’ya nota verilmesi teklifine, dönemin Başbakanı Erdoğan ‘’Ne notası veriyorsun, müzik notası mı?’’ diye karşılık verdi.

2013, Gezi Direnişi’ni gördü. Taksim Gezi parkındaki ağaçların sökülmesine engel olmak isteyen vatandaşlara polisin orantısız güç kullandığı direniş, tüm ülkeye yayılan sembol bir direniş oldu.

2013, 17-25 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonu’nu gördü. Söz konusu yolsuzluk parası o kadar çokmuş ki sıfırlanamadığını gördü.

2016, 15 Temmuz’da, ordu içindeki Fethullah Gülen terör örgütünün askeri uzantılarının darbe girişimini gördü. Dönemin Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gülen’e hitaben ‘’Her istediğinizi yaptık, ne istediniz de alamadınız?’’ dedi.

2018, Parlamenter Sistemin lağvedildiğini gördü. Başkanlık Sistemi olarak yola çıkılan ama Başkanlık Sistemi olmadığı için, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi diye anılan tek adam sistemine geçildi.

2019, Koronavirüs salgınını gördü. Tüm dünya insanlarını eve hapseden virüs, bir biyolojik silah mıydı yoksa dünyayı kendi istikballeri yönünde şekillendirme çabasında olanların ar-ge çalışması mıydı zaman gösterecek.

2021, ödemesini yaptığımız F35 savaş uçaklarının teslim edilmediği gördü. 1 Milyar 400 Milyon USD ödediğimiz F35 savaş uçaklarını hala alamadık.

2023, A Milli Kadın Voleybol Takımı’mızın dünya şampiyonu olduğunu gördü. Filenin sultanları 2023 Dünya Kupası’nı kazandı.

..............................

İnönü’yü, Menderes’i, Demirel’i, Ecevit’i, Erbakan’ı, Özal’ı, Çiller’i, Erdoğan’ı ve nicelerini gördü ama Atatürk’ün ülküsüne,  başarısına, vatan sevgisine, çalışkanlığına yaklaşabileni görmedi…