Denizli
27 Nisan, 2024, Cumartesi
  • DOLAR
    32.44
  • EURO
    35.05
  • ALTIN
    2347.7
  • BIST
    9003.22
  • BTC
    69462.36$

Bu Yazı Sizi Anlatıyor

08 Ağustos 2017, Salı 14:28

İnsanlar doğdukları andan itibaren çevrelerinden etkilenmeye ve öğrenmeye başlarlar. Kültür, gelenekler, eğitim, din, siyaset ve yaşam biçimleri v.b etkenler onların algılarını ve değer yargılarını oluşturur. Yeni olaylar, söylemler insanlarla kurulan iletişim, politik olaylar bu değer yargılarının süzgecinden geçerek değerlendirilir ve bir sonuca varılır. Bilgi kaynağının kişiler nezdindeki güvenilirliği alınan bilgilerin doğruluğuna inanmaya yöneltir. İşte bu yeterince araştırılmadan sınırlı bilgilerle yapılan değerlendirmeler insanları sağlıklı olmayan sonuçlara varmasına neden olur. Halbuki hiçbir şey göründüğü gibi olmayabilir. Gerçekleri araştırmamız gereklidir. Konu araştırılmalı neden sonuç ilişkisi kurulmalıdır.Unutmayalımki bugün hakim savcı edasıyla telefonlardan arayan kişiler yüzlerce kişiyi dolandırabilmektedir. Burada insanların hakim ve savcıya olan güven duyguları(önyargıları) kullanılmakta ve sömürülmektedir.

Gerçekler bazen çok yakınımızdadır. Ancak gerçeği bulmak için çaba sarf ederek gizlendiği yerden bulup çıkartmamız gereklidir. Hele günümüzde yazılı ve sözlü medya ve sosyal paylaşım siteleri aracılığıyla bilgiye ulaşım kolaylaşmakla birlikte çok fazla bilgi kirliliği yaşanmaktadır. Ve bu alanlar algı yönetimi yapmak isteyen kesimler için bulunmaz bir fırsat yaratmaktadır. Gerçeğe ulaşmanın zorlaşması nedeniyle, insanlar, kendi aidiyet duydukları grupların,inandığı önderlerin, güvendiği gazetelerin söylediğinesorgulamadan inanmayı tercih etmektedir. Bu durumda cepheleşmeyi ve ayrılıkçılığı beraberinde getirmekte,toleranssız ve birbirini dinlemeyen insanlar grubu oluşturmaktadır. Birçok ülkenin algı yönetimi için milyarlarca dolar harcadığı bilinmektedir. ABD Irak savaşında ‘Saddam’ın diktatörlüğü ve kitle imha silahlarının varlığının’ algısını oluşturmak için 3 milyar dolarlık psikolojik savaş harcaması yapmıştır. BM kararı ile Irak’ınişgali meşru hale getirilmiş ve bugüne kadar kitle imha silahı bulunamamıştır. Irak’ın şu an ki durumuda hepimiz tarafından bilinmektedir.

Toplumların önyargılarına etki edenler o toplumun aydınları, önderleri ve yöneticileridir. İnsanlar aidiyet duydukları grupların, önderlerinin sözlerine o topluluğa bağlı düşünürlerin söz ve tavırlarını örnek almakta ve kendi çevresine yansıtmaktadır. Ama her önderlik doğru değildir. Bunun tarihte ve günümüzde birçok örneği vardır. Arkalarındaki kitlelerin çokluğu veya azlığı bunun için belirleyici değildir.Toplumun aydınları ve önderleri gerçekleri araştırmak sorumluluğundadır.Toplumu gerçeklere dayanmayan felaketlere sürükleyebilecek açıklamalar ve çağrılar rasgele yapılamaz. Demokrasi, barış, özgürlük v.b güzel kavramların ardına gizlenerek faydasız ve sonucu felaket olacak eyleme, geniş masum kitleler sürüklenemez. Bunlar sistematik ve bilinçli olarak insanların değer yargılarının sömürüsü üzerine kurulu,planlı amaçlar için psikolojik savaş ve algı operasyonlarıdır.Demokrasi getirmek için işgal, barış için silahlanma, özgürlük için intihar bombacılığı v.b, unutmayalımki algı yönetimi insanların duygu ve önyargılarını kullanır. İnsanların mantıklı düşünmesi engellenir.

Günümüz de ticaret, siyaset ve toplumsal yaşamda herkes algı yönetimi uygulamaya çalışmaktadır. Bütün ticari işletmeler insanların rahatı, huzuru için çalışmaktadırlar, kar etmek, para kazanmak istiyoruz diyen bir reklam gördünüz mü? Siyasetçilerin hepsi halkı için var, seçilebilmek için milyonlarca lirayı halk için harcıyorlar;

Bakınız çevrenize, başkaları için giyinen, başkaları için evve araba alan, başkaları için tatil yerini seçen insanlar. Hiç parası olmadığı halde kiralık ciplere binenler, bilgisi olmadığı halde bilgiliymiş gibi tereciye tere satan kişiler, mühendisten daha mühendis, doktordan daha doktor, ve ben merkezci bir toplum yapısı ortaya çıkmıştır.Herkes birbirine güç gösterisi yapmak için yarışıyor. Bu davranışlar çevrenin önyargılarına hitap etme isteğinden kaynaklanmaktadır.

Toplum önderleri değer yargılarına esir olmadan gerçekleri bulmaya çalışmalı ve gerçek veriler ve olgular üzerinden konuşmak sorumluluğuna sahip olmalıdırlar. Bilimsel bakış açısını bunu gerektirmektedir. İşte bu toplum yapısı ve algısı, anacak toplum yönetim biçimleri ve eğitim sistemindeki düzenlemeler ile değiştirilebilir. Bilimsel bakış açısına sahip,Üretime yönelik insan eğitimi ve üretime yönelik planlı yönetim biçimlerini uygulamamız gerekir.

Ön yargılarınızın esiri olmayın.

 

Ufuk Abalıoğlu

08.08.2017

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.