İnce İşler

Muharrem İnce’nin ‘’1000 Günde Memleket Hareketi’’ inşallah başarılı olur ve amaçladığı hedefe varır. Ama (Bilirsiniz, bir cümlenin ardındankurulan diğer cümle ama ile başlarsa bir çekince, bir soru işareti mutlaka vardır.) bu hareket geç kalmış bir hareket, yaptığı açıklamalarda geç kalmış açıklamalar. Atalarımız boşa dememiş, demir tavında dövülür diye, çünkü tavı kaçtıktan sonra o demiri zor döversin.

2018 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ben dedahil milyonlarca insan Muharrem İnce’ye destek verdi, O’na güvendi, sözlerine itimat etti.

Erdoğan, YSK seçim sonuçlarını resmen açıklamadan kazandığını, İnce’de yine YSK açıklama yapmadan kaybettiğini açıkladı. Hem de nasıl, bir gazeteciye attığı whatsApp mesajı ile …

Herkes O’nun çıkıp açıklama yapmasını bekledi o gece ama O çıkmadı. Herkes bekledi ki çıksın ve desin: ‘’Çok çalıştık, çok emek verdik ama az bir oranla istediğimiz hedefe ulaşamadık. Olsun, biz bu enerji ve sinerji ile yürüdükçe hep beraber hedefe ulaşırız. Oylarla ilgili de şaibeler var, onların da takipçisi olup yasal yollara başvuracağız.’’

Yani yere sağlam basan, hakkını,dolayısıyla da halkın hakkını arayan ve koruyan bir politikacı resmi çizmesini bekledi.

Ayrıca, bu seçim sadece bir Cumhurbaşkanlığı seçimi değildi, bu seçim otoriter rejim ile demokratik rejim tercihinin bir dışavurumuydu, yani ayrıca önemliydi.

Seçim öncesi, oylara sahip çıkacağını, gerekirse sandık başında bekleyeceğini söyleyen İnce, bırakın sandık başını göz önünde bile değildi.

Biz İnce’nin yeni bir nefes, yeni bir umut, yeni bir söz olacağını düşündük. Ama kendisi umutları boşa çıkardı. Şimdi, aradan 2 yıl geçtikten sonra seçimde ve seçim gecesinde yaşadıklarını anlattı.

Bozuk moralle miting yaptığını, partisinin O’na destek değil, köstek olduğunu söyledi. Seçim akşamı kendisine veri ulaşmadığını ve o yüzden çıkmadığını söyledi. Bunları o akşam çıkıp, açık açık söyleseydi şu anda hem kendisi hem CHP bambaşka bir durumda olurdu.

Seçim akşamına dair aslı astarı olan/olmayan bir sürü şey söylendi. ‘’Hopp durun bakalı, sizin diliniz ne söyler, bunlar gerçek değil.’’ Demedi. Tamam, o gece konuşmadı, 2 gün sonra konuşsaydı, hadi 2 ay sonra konuşsaydı, 2 yıl geçtikten sonra konuştuklarının hiçbir anlamı yok,sonuç; haklı iken haksız konuma düşmek.

Zamanında konuşsaydı, bir muhalefet partisinin her şeye rağmen gerçekleri dile getiren bir üyesi olacaktı. Şu an konumlandığı yer belli bile değil.

Son tahlilde,AKP iktidarının ülkeyi getirdiği nokta ortada, başarısızlıklar ayyukta. İktidar ülkeyi bu hallere getirirken muhalefet oturup izledi. Sürekli durum tespiti yaptı. Biz halk olarak durum tespiti yapıyoruz zaten, sizin yapmanıza gerek yok. Sizin çare bulmanız, sizin çözüm üretmeniz gerekiyor. Siz muhalifliği yanlış anlıyorsunuz!

Kılıçdaroğlu ve diğer muhalefet liderleri hepsi de cesaretten uzak, verimsiz politika yapıyorlar, -mış gibi yapıyorlar. Yeni bir vizyon, yeni bir söylem, yeni bir proje üretemiyorlar, kendilerince söyleniyorlar işte, amaç dostlar alışverişte görsün.