MUKTEDİRLERİN KAHVALTISI

Suç örgütü lideri/mensubu malum kişinin suçsuz olduğunu düşünmüyorum, kendisi ile ilgili bir sempatim asla olamaz; geçmişte yaptığı eylemler ve söylemler ortada, geçmişte kendisi ile ilgili verilen yargı kararları ortada ve suçsuz olmadığı yönünde kendi kabulü de ortada…

Lakin bu kişinin yaptığı, katledilen Deniz Poyraz ile ülke yönetiminde bulunan ‘’muktedir’’ çocuklarının kahvaltısının kıyası son derece yerinde bir tespit olarak karşımızda duruyor.

Yaratılan sınıflar ve oluşturulan bu sınıfsal ayrılıklar ekseninde, kahvaltı kıyası üzerinden yaptığı sosyolojik tahlili bugüne kadar hiçbir iktidar mensubu yapmadı. Yapsalardı zaten ülkede yolsuzluklar, hırsızlıklar, usulsüzlükler, çoklu maaş almalar yaşanmazdı.

Deniz Poyraz’ın domates ve zeytinden oluşan kahvaltısına karşı, ülke yönetiminde olan muktedir çocuklarının en az 30-40 çeşitli kahvaltısı…

Bunun ayırdına suç örgütü lideri/mensubunun varması,  ülke yönetiminde olanların ise varmaması da yaman bir çelişkidir.

Bir zamanlar içli dışlı olduklarına göre, bu kişi onların kahvaltılarına elbette ki tanık olmuştur ki böyle emin konuşuyor.

Bu ülkede yaşayanların büyük bir kısmının kahvaltısı da Deniz’in kahvaltısından hallicedir. Bir öğretmenin, bir memurun, bir işçinin, bir esnafın, bir polisin, bir akademisyenin, bir öğrencinin, bir hemşirenin, bir emeklinin, bir vs. hiç birinin kahvaltı masası 30-40 çeşitle bezeli değildir.

Gözümüz yok, ülke yönetiminde olan muktedirler istedikleri sayıda çeşitle kahvaltı yapabilirler. Ama ülke yönetiyorlarsa görevleri, yönettikleri ülkenin vatandaşlarının onlarınki kadar olmasa da makul çeşitle kahvaltı etmelerini sağlamaktır. Ülkemizdeki açlık ve yoksulluk sınırını, asgari ücretle alınabilecek kahvaltılıkları hatırlatmama gerek var mı?

Birde, ülkede milyonlarca işsiz varken, binlerce üniversite mezunu istihdam edilmeyi beklerken 3-4 koltuğa birden oturanların duygu durumunu, vicdan durumunu merak ediyorum. Kahvaltılarını merak etmiyorum; 3-4 koltuğun kahvaltısı da maaş toplamlarının değeri ile paraleldir.

Toplumda oluşan bu eşitsizliği gidermek büyük oranda bize, halka düşüyor. Bozulan dengeyi genç kuşaklarla birlikte biz sağlayacağız; ahlakı, saygıyı, sevgiyi, erdemi, hakkaniyeti, onuru, şerefi, haysiyeti, eşitliği, adaleti, eğitimi yeniden yaşamlarımızın merkezine alarak biz sağlayacağız. Rehberimiz ise Atatürk…