Siyaseti de zıvanadan çıkardınız!

Her şeyi tükettik iyiliğe, güzelliğe, tatlı dile, bir tebessüme ve insanca diye var olan her şeyde ne varsa tükettik…

İnsan olan, insan gördü mü sarılası ağlayası geliyor kalmadı insan içinde insan…

Hoş görüyü unuttuk, ben sen kavgası, benden değilsen hiçsin tavırları, gücün etrafında toplanma hevesleri…

Önümüz seçim 14 Mayıs’a sayılı günler kaldı, eskiden diye başlarız ya özlem içeren sözlere vallahi eskiden DYP, ANAP, MHP, CHP, REFAH PARTİSİ vb. siyasi hareketlerin liderlerini izlemek keyif verirdi rahmetli Demirel’in esprileri yine aynı üslup ile rahmetli Erbakan’ın esprili yanıtları ne güzel günlermiş vallahi…

Biz neyi öğrenemedik biliyor musunuz? Bizden önce kim varsa ona teşekkür ederek daha iyisini yapmamı için çalışacağız demeyi, bu siyasette de bürokrasi de aynı gelen bir öncekini kötüleyerek başladı mesaiye…

Kahvede veya başka bir yerde siyasi sohbetlere tanık oluyorum biz yol yaptık nankörler, biz hastane yaptık nankörler, biz şunu yaptık nankörler falan filan…

Ya Türkiye Cumhuriyeti gökten inmedi senden öncesi de var, sonrası da olacak.

Liderlere bakıyorsun dil aynı e tabi tepeden aşağıya doğru inince daha da sertleşerek düşüyor kelimelere…

Kim çaktıysa bir çivi Allah razı olsun demeyi unuttuk, hayatını hizmet için siyasete adamış iyi veya kötü bi şeyler yapmak için uğraştı demeyi unuttuk, birbirimize hakaret ederken acımızı sevincimizi birbirimize sarılarak atlattığımız zamanları unuttuk, demokrasinin temellidir farklı görüşlere saygı duymayı unuttuk…

Seçim bu gelir geçer, sandıklar kapanır açılır insan insanla kalır, komşumuza selamı sabahı unuttuk…

Sen kime oy vereceksin nankör müsün derken aç mısın? Tok musun demeyi unuttuk…

Ne adı var şimdi ne de tadı siyasetin, köşeyi tutana köşeleri göstere göstere yorulduk, gülümsemeyi tatlı dili, sevgiyi saygıyı unuttuk…

Valla ne deyim zıvanadan çıkardınız…

14 Mayıs ola hayrola…

Allah’a emanet olun…