Sizi Bilmem Ama Biz Uçmuyoruz

Cumhurbaşkanının, ekonomik anlamda uçuşa geçildiğine dair sözleri insanı şaşkınlığa sürüklüyor. Gerçeklerden bu denli uzak bir söylem içinde olmasının tek bir sebebi var diye düşünüyorum; yanlış bilgilendirilme. Çünkü başka bir izahı olamaz, bir devlet başkanı gerçeklerden bu denli uzak bir cümle kuramaz.

Masasına gelen verilere göre konuşuyor, bu verilerde; iş arayıp bulamayan ve artık ümidini kaybedip iş aramaktan vazgeçen 4 milyon kişiyi işsiz görmeyen rakamlar var, bu verilerde yatırım oranını baz alıp borçları hesaba katmayan ‘’büyüme’’ rakamları var, bu verilerde çarşı-pazar enflasyonunu görmeden, sayıların toplanıp çıkarılarak hesaplandığı enflasyon rakamları var.

Muhalefetin dedurum tespiti yapmaktan öte gitmeyen uyarılarını ise muhalif söylem ya da taş koyma olarak görüp dikkate bile almıyor.

Halkla da diyalogu yok; halk,yüzlerce koruma ordusunu aşıp, kendisine ulaşabilecek güçte değil. Artık ‘’Ananı da al git’’ gibi bir cümleyi bile duyamayacak mesafede, yaklaşamıyor bile, şikayetini, isteğini yüz yüze söyleyemiyor. Yani birinci ağızdan, halktan sokağın durumunu dinlemiyor. Hal böyle olunca gerçekleri bilmiyor.

Gerçekte ise; binlerce genç işsiz, gelecek hayallerini başka ülkelerde arayan bir nesil, emekli olduğu halde geçinemeyen ve çalışmak zorunda olan emekli, cebinde parası olmadığı için kendini yakan baba, liyakatsiz yetkili, liyakatli yetkisiz var.

Yani, uçalım uçmasına da uçmak için kanat gerek, farkında mısınız bütün kanatlar kırık. Hukuk kırık,eğitim kırık, ekonomi kırık, toplumsal yaşam kırık, insan hakları kırık, hayvan hakları kırık, tarım kırık, hayvancılık kırık, kurucumuza Atatürk’e, milli değerlere saygı kırık, finans kırık, sanayi kırık, silahlı kuvvetler kırık, güvenlik kırık, kırık, kırık, kırık…

          En önemlisi insanların güveni ve umudu kırık. Bu kırıklarla bırakın uçmayı kanat bile çırpamazsınız.

Türkiye çok güçlü bir ülke, çok güzel insanlara ve değerlere sahip çok özel bir ülke. Bu kırıkların hepsi kaynar. Doğru yerden doğru tedavi ile hepsi kaynar. Önce sorunların kabulüne sonra da çözümüne geçmek gerek.

Devlet kadroları liyakatle donanarak, akıl, bilim, bilgi hak ettiği yere getirilerek, üniversitelerin kalitesi arttırılarak, hukuk üzerindeki baskı kaldırılarak tüm sorunlar çözülür ama konsensüs ile konuşarak, uzlaşarak tek kişinin kararı ile değil!